Page 18 - LCW LIFE | AĞUSTOS 2020
P. 18
şehir - city
Momo geçip giden zamana karşı hissizleştiğini fark ettiği insanları düşünerek şehirden dönüp Hora Usta’nın yanına gittiği bir gün ona merakla sordu: “Bu nasıl bir hastalık?” Hora Usta yanıt verdi: “Önceleri pek farkına varılmaz. Günün birinde insanın canı artık hiçbir şey yapmak istemez. Hiçbir şeyle ilgilenmez ve kurur gider. Üstelik bu isteksizlik geçici değildir, hatta giderek de artar. Günden güne, haftadan haftaya daha kötü olur. Insan kendinden hoşlanmaz, sanki içi bomboştur ve dünyayla bağdaşamaz. Sonraları bu hisler de kalmaz ve hiçbir şey hissetmez olur. Bütün dünyaya yabancılaşmış, hiç kimse onu artık ilgilendirmez olmuştur. Ne kızgınlık duyar ne de hayranlık. Ne sevinmesini bilir ne de üzülmesini. Gülmeyi de ağlamayı da unutmuştur. Böyle bir insanın içi kaskatı kesilmiştir. Artık hiçbir şeyi ve hiç kimseyi sevemez. Bu durumda artık hastanın iyileşmesine olanak yoktur. Geriye dönüş kalmamıştır. Bomboş, kül rengi bir yüzle ve nefretle çevresine bakar, tıpkı Duman Adamlar gibi. Onlardan biri olup çıkmıştır. Hastalığın adına gelince, buna ölümcül can sıkıntısı denir.”
Kimsenin bilmediği bir yerde, bilinmeyen bir zamanda, kimsenin bilmediği başka bir yerden gelip, herkesin ha- yatına dokunan küçük bir kız ço-
cuğunun hikâyesi Momo ve Hora
Usta; zamanımızı çalan her şeye (ki bunlara Duman Adamlar dahil) rağmen zamandan tasarruf ettik- çe gülmeyi, hissetmeyi, yaşamayı hatırladığımız günlerimize bir ışık olsun... Bu ışık belki de kayıp giden küçük bir yıldızın parıltısıdır kim bilir. Bu yıldız güzel bir yaz akşa- mı, tertemiz bir havada açık duran gökyüzüne baktığınız bir gün ken- diniz için seçtiğiniz bir yıldız olsun ve ona deyin ki;
Karanlıkta ışığın parlıyor. Bilmiyo-
rum, nereden geliyor. Çok yakın-
daymış gibi görünüyor, oysa o kadar uzak ki. Adını bile bil- miyorum ama ne olursan ol; Parla, parla küçük yıldız!
Momo thought curiously about the people she had noticed that become numb with the passing of time and asked a day when she returned from the city and went to Hora Master: "What kind of illness is this?" Master Hora replied:
“They don't notice at first. One day arrives, you do not want to do anything. You do not care about anything. Moreover, this reluctance is not temporary or even increases gradually. It gets worse day by day, week to week. S/he does not like himself, as if s/he is empty and incompatible with the world. Later, these feelings do not remain, and the person feels nothing. S/he has become alienated to the whole world, and nobody has any concern for him/her anymore. Neither angry nor admired. S/he neither knows to be happy or sad. S/he forgot to laugh and cry. S/he becomes very hard. S/he can no longer love anything and nobody. In this case, the patient is no longer able to recover. There's no turning back. S/he looks around with an empty, ash- coloured face and hatred, just like the Men in Grey. S/he became one of them. As for the name of the disease, it is called a fatal boredom.”
The story of a little girl Momo and Master Hora, who came from somewhere nobody knows, at an unknown time, from another place that no- body knows, and touches every- one’s life; despite everything that steals our time (including Men in Grey), let us shine a light on our days when we remember to laugh, feel and live as we save time... Who knows, this light is perhaps the glow of a lost little star. Let this star be a star of your choice on a beautiful summer evening, a day when you look at the sky standing
in a clear weather and say to it;
Your light is shining in the dark. I don’t know where it comes from. It seems to be very close, but it is so
far. I don’t even know your name, but whatever happens; Shine, shine, little star!
16