Page 12 - MAKSİMUM BİZ | ARALIK 2024
P. 12
G ü n d e m
Sürdürülebilirliğin
ABC’si
Sürdürülebilirlik veya sürdürülebilir
kalkınma en yaygın kullanımıyla
‘gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını
karşılayabilme imkânlarını tehlikeye
sokmadan bugünkü kuşakların
ihtiyaçlarını karşılamak’ olarak
tanımlanmaktadır. Sürdürülebilirlik
bağlamında ilk akla gelen; iklim
değişikliği, kaynak tüketimi gibi
çevresel konular olmakla birlikte
toplumsal ve ekonomik konular
da bu kapsamda yer alıyor.
Sürdürülebilirliğin ABC’si serisinin 2.
bölümünde konuyla ilgili kavramları
tanıtmaya devam ediyoruz.
COP: “Taraflar Konferansı” veya
“COP” olarak adlandırılan iklim
değişikliğine adanmış yıllık
Birleşmiş Milletler konferansı,
1995 yılından bu yana BM İklim
Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi
(UNFCCC) kapsamında
düzenleniyor. 2015 yılında
gerçekleşen 21. COP, diğer
adıyla COP21’de Paris Anlaşması
imzalandı.
Konferans, Paris Anlaşması’na
taraf olan tüm ülkeleri iklim
değişikliğiyle mücadelede
atacakları sonraki adımları
görüşmek ve iklim eylemini
destekleyecek yasal bağlayıcılığı
olan anlaşmalar oluşturmak
üzere bir araya getiriyor. Bir
sonraki konferans olan COP28
ise Aralık 2023’te Birleşik Arap
Emirlikleri’nde düzenlendi.
Çevresel Sosyal Yönetsel Bakış Açısı:
Çevresel, Sosyal ve Yönetsel
Kriterler, işletmelerin sürdürülebilir
standart ortamı oluşturmalarına
yardımcı olur. ESG kriterlerine
uyum, işletmelerin sürdürülebilirlik
modellerinin değerlendirilmesinde
ve yatırımcıların kararlarında daha
fazla önem taşımaya başlamıştır.
ESG kriterleri; Sosyal (çalışma
şartları, iş sağlığı, cinsiyet ayrımı
vb.), Çevresel (atıklar, sera gazları,
temiz enerji vb.) ve Yönetsel
(şeffaflık, adil ücret, yolsuzluk, vb.)
başlıklar altında geniş bir alanı
kapsamaktadır.
Dekarbonizasyon: Üretilen sera
gazı miktarını azaltmanın yanı
sıra tutulan miktarı da artırmak
demektir. Bu amaçla, ekonominin
tüm yönlerini olmasa da enerjinin
nasıl üretildiği, mal ve hizmetlerin
nasıl üretildiği ve sunulduğu,
binaların nasıl inşa edildiği,
arazilerin nasıl yönetildiği gibi
birçok yönünü değiştirmeyi içerir.
Paris Anlaşması hedeflerine
ulaşmak ve 1,5°C hedefini canlı
tutabilmek için hükümetler ve
şirketler 2030 yılına kadar hızlı bir
karbonsuzlaştırmayı hedeflemeli.
Karbonsuzlaştırmanın anlamlı
olması için düşük karbonlu altyapı
ve ulaşım, yenilenebilir enerji
kaynakları, döngüsel ekonomi,
kaynak verimliliği, arazi ve
toprakların eski hâline getirilmesi
gibi büyük çaplı yatırımlar
gerekiyor.
Döngüsel Ekonomi: Döngüsel bir
ekonomiye sahip olmak; ekonomik
sistemlerin, malzemelerin veya
ürünlerin yeniden kullanımı,
10 | maksimumbiz
yenilenmesi, üretim ve tüketim
atıklarının azaltılması veya çevre
dostu bir şekilde yapılması
anlamına gelir.
Döngüsel ekonomi yaklaşımları,
ülkelerin daha dirençli ve daha
düşük karbonlu ekonomilere
geçişlerini hızlandırmalarına
yardımcı olabilir ve yeni yeşil
istihdam alanları yaratabilir.
Ekosistem: Bitkiler, hayvanlar,
mikroorganizmalar, atmosfer,
toprak ve su gibi çeşitli unsurların
karmaşık bir şekilde bir araya
gelmesi ve doğal yaşam alanlarının
oluşması, ekosistem olarak
tanımlanır.
Canlı ve cansız bileşenlerin bir
araya gelmeleri, karşılıklı ilişki
içerisinde olmaları ve bunun
süreklilik arz etmesi ile meydana
gelen durum ekosistem olarak ele
alınır.
Ekosistemlerin belirli bir dengeye
sahip olmaları önemlidir. Bu
denge organizmaların birbirleri
ve çevresiyle olan etkileşimleriyle
direkt olarak ilişkilidir. Ekosistemde
bir tür, aşırı artarsa ya da azalırsa
bu durum diğer türler üzerinde de
etki yaratır ve dengeyi bozabilir.
DEVAM EDECEK >>>