Page 35 - MAKSİMUM BİZ | İLKBAHAR 2008
P. 35
arabalar› b›rak›p yürüyerek Bilbao’yu kefl- fe koyuluyoruz.
Bask bölgesinin en önemli kenti olan Bil- bao, liman kenti olarak kurulmufl. fiu an- da da bu ifllevine devam ediyor ancak Bil- bao’yu bu denli önemli hale getiren 1997 y›l›nda Guggenheim müzesinin aç›lmas› olmufl. O günden beri turizm alm›fl bafl›n› yürümüfl. Ne kadar foto¤raf›n› görseniz de gerçe¤ini görmek gerçekten flok edici. Bir kez daha bu çelik ve titanyum binay› gö- rünce sayg› duyuyorum. Ancak içerisi be- ni o kadar etkilemiyor. Modern sanattan anlam›yorum. Beyaz tuval üzerinde k›rm›- z› bir daire bana sanat eserinden çok Ja- pon bayra¤›n› veya Befliktafl›m›n Fener- bahçe ile olan Kad›köy maceralar›n› hat›r- lat›yor. Dilek de bu kültür flokundan mah- rum kalmas›n diye bir kez daha Guggen- heim’a giriyoruz. Öyle ki ‹Iker de orada ya- flamas›na ra¤men bizimle geldikleri d›fl›n- da hiç girmemifl bu sanat yuvas›na. Neyse ki bu sefer ‹nka medeniyetine iliflkin bir sergi var da klasik s›k›c›l›kta geçmiyor bu ziyaret. Dilek’in Guggenheim’› sevdi¤ini söylemesi de bu ziyaretin bofla olmad›¤›- n› gösteriyor.
Ortas›ndan Nervion Nehri akan Bilbao (Baskça ad› Bilbo), dünyan›n en temiz ve en modern metrosuna sahip. fiehirde iki katedral var. Biri insanlar›n dua ettikleri Santiago katedrali, di¤eri ise San Mames. “Athletic Bilbao tak›m›n›n stad› olan” San Mames’in önünden geçerken de bunu dü- flünüyorum. Bask bölgesi ile ilgili yanl›fl bir düflünce var elbet. ‹nsanlar bu halk›n hepsinin terörist oldu¤unu ve her yerde bombalar›n patlad›¤›n› düflünmekteler. Ancak flehir yemyeflil da¤lar ile çevrelen- mifl durumda ve politik olaylarla ilgili ola- rak görebildi¤imiz tek belirgin nokta du- varlardaki grafitiler ve resmi dairelerin önünde bekleyen z›rhl› polisler. Ancak yi- ne de ‹spanya tiflörtleri ile dolaflmak baz› gözlerin size ters ters bakmas›n› sa¤laya- cakt›r elbet.
Ö¤le yeme¤imizi saat dört gibi yiyoruz, bir tapas barda. ‹spanya’n›n, özellikle Bask bölgesinin vazgeçilmezidir bu tapas bar- lar. Daha çok ordövr taba¤›ndaki ürünlere benzeyen çeflitli yiyecekler tezgah›n üze- rinde s›ralanm›fl oluyor ve siz bunlardan istediklerinizi seçiyorsunuz, yan›na da bi- ray› al›yor ve lezzet da¤›nda doruklara ç›-
k›yorsunuz. Bizim favorimiz her zamanki gibi deniz ürünleri a¤›rl›kl›. Siesta zaman› oldu¤u için dükkanlar henüz kapal›. Ö¤- len bir ve befl aras› siesta yap›l›yor bu ül- kede. Ancak büyük al›flverifl merkezleri aç›k kal›yor. Bu temiz ve dost flehrin genifl kald›r›mlar›nda yürüyerek ve bir James Bond filminin sahnesinin çekildi¤i binan›n önünden geçerek arabalara do¤ru ilerli- yoruz. Uçak yolculu¤unun yorgunlu¤unu atmak üzere evimize Guernika kasabas›- na do¤ru yola ç›k›yoruz.
Gernika Lumo (Guernika)
A¤açlarla çevrili yollardan ilerleyerek Gu- ernika’ya var›yoruz ve hemen o tan›d›k görüntü bizi karfl›l›yor. Ufak bir kasaba ancak tarihi önemi çok büyük. Bask ka- nunlar› bu kasabada yaz›lm›fl ve Bask konseyi de buradaki meclise toplanmak- taym›fl. General Franco’nun iste¤i ile bom- balanan, daha sonra Picasso’nun ünlü tablosuna ad›n› veren kasaba. Ufak bir meydan› ve bu meydana bakan okul ve ki- lisesi bulunmakta. Etrafta yürüyerek do- laflmak keyifli. Parklarla yemyeflil etraf›- m›z. Akflam yeme¤i için saat on buçukta bir restorana gidiyoruz.
33