Page 13 - MAKSİMUM BİZ | TEMMUZ 2023
P. 13
Sürdürülebilirlik kavramı her geçen gün daha fazla gündemimizde yer alıyor. Dünyanın neredeyse her noktasında kuraklık, sel, orman yangınları, aşırı hava olayları sorunları gittikçe artıyor. Bu noktaya nasıl geldik?
Bu noktaya, insanların refah
ve mutluluğu için yine insanlar tarafından gerçekleştirilen üretimlerle geldik. Ateş keşfedildi, odun yakıldı, ilk hava kirliliğine sebep olan gazlar ile küresel ısınmaya neden olan sera gazları yayılmaya, iklim değişmeye başladı. Odunun külü ilk proses kaynaklı katı atık oldu. Bitkisel
ve hayvansal üretimlerle tarım kökenli sera gazları giderek
arttı. Mağarada ısınma, pişirme için yakıt kullanımı gibi bugün binalarımızda da başta enerji olmak üzere tüm tüketimlerimizde doğrudan ve/veya dolaylı sera gazı salımımız ya da diğer deyişle karbon ayak izimiz var. Kömürün işlenmesi, sanayi devrimi, artan nüfus ve endüstrileşme ile hep tükettik. Petrol ve doğal gazın yaşama girmesiyle fosil kaynaklara dayalı karbon ekonomisinde ilerledik ve bedeli ağır oldu.
İklim değişti daha doğrusu biz değiştirdik. Bugün iklim değişimi sonucunu; yağış anormallikleri (şiddetli yağış, kasırga, sel, ani
sel, taşkın), kuraklık, sıcak hava dalgası, soğuk hava dalgası, ısı adası, küresel yüzey ve küresel okyanus sıcaklıklarında artış, deniz seviyesi yükselmesi, kar, deniz buzu ve buzulların yitirilmesi, yangın, hava kalitesi kötüleşmesi, göç ve salgın ile yaşıyoruz. Şimdi bu gidişata dur deme ve eylem vakti. Çünkü iklim değişti, iklim değişiyor ve iklim değişecek.
2015 yılı iklim değişikliği ile mücadele için önemli bir dönüm noktasıydı. Paris Anlaşması imzalandı ve yüzlerce ülke anlaşmayı yürürlüğe aldı. Üzerinden geçen yaklaşık 8 senede ne gibi gelişmeler oldu, 2030 hedeflerine ulaşma noktasında dünya olarak ne durumdayız?
Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) uygulama aracı olan ve ülkelerin
“Sera Gazı Emisyon Azaltımı Taahhüdü” olarak küresel ortalama yüzey sıcaklığındaki artışı 2oC
ile sınırlandırma mümkünse 1,5oC’nin altında tutma hedefli Paris Anlaşması mühim ve
kritik bir dönüm noktası. Ancak Ekim 2022 tarihli BM Sentez Raporu’na göre; Paris Anlaşması kapsamındaki 193 ülkenin toplam iklim taahhütleri, yüzyılın sonuna kadar gezegenimizin yaklaşık 2,5oC’lik küresel ısınmasına sebep olabilir. Kasım 2022’de sunulan
BM Çevre Programı (UNEP)
Uyum Açığı Raporu’nda da iklim değişikliğinin insanlığa ve gezegene ardı ardına darbeler indirdiği ve sera gazı emisyonlarını düşürmeye başlasa bile yetmediği vurgulandı. Durumumuz şu: Çok az, çok yavaş, riskimiz yüksek, uyumda başarısızlık var. Uyum sağlama çabaları acilen artırılmalı ve eylemler hız kazanmalı. Sürdürülebilir kalkınma için Eylül 2015’te verilen BM üç taahhüdü olan aşırı yoksulluğu sona
erdirme, eşitsizlik ve adaletsizlik ile mücadele, iklim değişikliği
ile mücadele yolumuzda BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (SKA) içinde SKA 13 (İklim Eylemi) tanımlı. İklim Eylemi için başarılı değiliz. Söz vermek yetmez. Yapılanlar hiç yetmiyor. Çok çalışmak gerek, çok...
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) raporlarında da tahminler oldukça kötümser. Buna yönelik olarak devletler, uluslararası kurumlar, kamu ve özel şirketler ne gibi aksiyonlar almalı?
IPCC 5. Değerlendirme Raporu’nda 21. yüzyılın sonuna kadar, biri dışında tüm yeni IPCC senaryolarına göre; küresel yüzey sıcaklığı değişikliğinin sanayi öncesi
döneme oranla 1.5°C’yi ve iki yeni
maksimumbiz | 11