Page 45 - MAKSİMUM BİZ | MAYIS 2017
P. 45
Sanatın son zamanlardaki gidişatını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sanata karşı eğilimin azalmaya başladığı son zamanlarda insanlar neler yapmalılar?
Sanatla ilgileneyim, biraz kitap okuyayım, tiyatroya gideyim gibi sanata yönelim eğilimini suni bulurum ben. Yönelinen yerin bir mecra olmaktan çıkıp ihtiyaç haline gelmesi şart. Doymak için, insanın nefsini sevmesi, kendini sarmalaması, zihnini yüceltebilmesi içinse susuzluğuna koşması gerekir. Susuzluğun farkında olabilmek cehaletten uzaklaşmaktır. Susuzluğun asla dinmeyeceğini bilmek ise erdemdir. Suyu öğüten sanatçının su öğüttü- ğünü unutmaması gerekmez mi? Evrendeki toplu hissiyatı ve bilgiyi tekrar akışkan hale getirir. Bunu mesaili bir iş gibi yapmaz ki, koşullara bakamaz, koşulları yansıtır ama yaşam şartlarının çelmesiyle kavga etmez. Onu ticaret adamları yapar. Ne olursa olsun devam demek bile bir şüphe barındırır içinde. Devam etmeyip ne yapacak ki sanatçı? Susarsa, ölür...
Geçtiğimiz yıl çıkardığınız “Baba Öyküler” kitabınızda Bülent Ortaçgil, Fazıl Say gibi değerli birçok kişinin babalarıyla olan ilişkilerine yer veriyorsunuz. Bugünkü duruşlarının bunda büyük etkisi olduğunu vurguluyorsunuz. Bu kanıya varmanızdaki sebep neydi?
Ben bugünkü duruşlarındaki etkiyi vurgula- maktan ziyade babalık mevhumunu sorgu- luyorum. Manevi, beşeri ve toplumsal halini. Her hikâyedeki yaranın ya da devanın geldiği yerdeki şaibeli tanımı...
Herkesin stresli olduğu bu dönemlerde biraz rahatlamaya ihtiyacımız var. Yakın zamanda yeni sürprizlerle karşılaşacak mıyız? (Al- büm, kitap?)
Şiir ve etikalardan oluşan üçüncü bir kitap hazırlıyorum. Beşinci albümüm de bir aksilik olmazsa ilkbaharda çıkıyor. Umuyorum sözü- mü tutabilirim.
Türkiye’de ve dünyada en çok neyi özlü- yorsunuz? Değişmesini istemediklerinizi ve istediğiniz halde hala değişmeyenleri kısaca anlatmanızı isteyebilir miyiz? Özgürlüğü anlayabilmeyi özlüyorum. Özgür- lük tek kavramdır ya vardır ya da yoktur... Değişmez!
MAKSİMUMBİZ 43