Page 26 - SEDEF - Hz.Mevlana'dan İnciler
P. 26
!
!
Güzelim aşkın, kan dökmeye kasdetti mi, canım, beden kafesinden uçar gider...
Şekerlere benzeyen dudaklarını öpme suçunu işlemeye imkan bulan, bu günaha girmezse kafir olur.
!
Dün gece gönül sırrını; taş yürekli, la’l dudaklı, kafirliğe bile iman bağış- layan, küfrün bile imanını arttıran bir dilberin yüzünde gördüm.
Böyle bir sevgilinin yanında kim kalkar da candan, gönülden bahseder? Böyle gümüş bedenli bir güzelin huzurunda kim altından, gümüşten söz açar?
Aşkın ağzı olsaydı bütün dünya bir lokma olurdu. Aşkın kapısı olsaydı padişahların canları o kapıda bekçilik ederdi.
Ben de duyardım, gönül gönül derlerdi; şimdi başıma geldi de anladım, ey güzelliğine karşı gönlün de, canın da utanıp kaldığı güzel; ey aşkıyla Düldül’ün bile bir eşek gibi çamura saplanıp kaldığı dilber.
Ey can, gel de inciler topla. Ey gönül, gel de güzelliği seyret. Aman bu afetten, bu beladan ey Müslümanlar.
Beden nedir ki onun gam süvarilerinin ayakları altına serilsin? Baş nedir ki öyle bir padişahın huzurunda yerlere kapansın?
İşte bak sevgilimin vuslat demi gibi tatlı, onun la’l dudakları gibi şirin, güzel ilkbahar gelip çattı; artık alem yeşerecek, yemyeşil olacak.
Yüzü her an bana, benim gibi güzel yüzlü bir sevgilin var mı diyor. Gön- lüm her an ona, benim gibi bir kulun var mı diyor.
Dostlar, bahar geldi, kalkın, gül bahçesine gidelim; fakat benim baharım sensin, başka bir şeye bakmam ben.
Çiçeklerin, meyvelerin edaları var, şiveleri var; biz de senin gül bahçesine benzeyen yüzünde açmış bir nilüferiz sanki.
Bülbül, çalgıcı gibi tef çalmada, ağaçların yaprakları el çırpmada. Her gonca, benim gibi hoş, benim gibi güzel, benim gibi terütaze bir gonca var mı demede.
!26