Page 37 - SEDEF - Hz.Mevlana'dan İnciler
P. 37
!
Senin aşkınla alemin Erganun’u olmuşum. Senin mızrabınla her hali- mi açığa vurdum...
Şimdi kılığım bir saza döndü. Hangi perdeme dokunsan oradan inliyo- rum.
!
Ruhun rengi yoktur. Fakat renkli camlardan görünen ışık, renklenir.
Tanrı, kendi zatında suretsizdir. Fakat kainatta ve Ayan-ı Sabite’de diledi- ği surette görünür.
Tanrı’nın alemi yaratması, birçok değişik suretlerde Hakikat-i Mutlak nu- runun görünmesidir. Varlığı kendinden olan Halik’in aynasıdır.
Bütün varlıklar o bahçeden otlarlar. İster burak olsun, ister cinsi güzel at- lar, ister eşek...
Fakat kör at, körce otlar da onun için red ve inkardadır.
Yeryüzünde ne varsa hepsi fanidir, ancak ululuk ve kerem sahibi Rabbin cemali bakidir.
Çünkü herşeyin asıl hakikati, ezeli ve ebedi varlığı kendinden ve daima var olan görünüşleri ise, göklerin ve yerin nuru olan Allah’ın nurunun gösteriş gölgesidir.
Hakk, Kur’an’da, kainatta görünen maddiyata ve ruhlar, gaybi suretler gibi görünmeyen maneviyata and içmektedir. Bu ilahi bir işaret ve nükte- dir. Herşey haddi-zatında kutsal, herşey aslında temizdir, mübarek ve gü- zeldir. Çünkü her biri Hakk’ın esma ve sıfatlarına, sanat ve kudretine ay- nadır. Hepsi de Allah’ın nuruyla görünmüştür. Bunların bir kısmında çir- kinlik, kötülük, sapıklık varsa, hepsi de görünüştedir. Suri, arizidir; haki- katte değildir.
İnsan, kendindeki iğreti benlik perdesini, eşya ve esma gölgesini, gözü- nün önünden kaldırıncadır ki, mananın yüzü, müsemmanın nuru görünür.
Rabb-ül aleminin manalar denizi olan dinin Şeyhi: “Mana yok mu? İşte O, Allah’tır” dedi.
Ey Allah’ım!Yüz binlerce tuzak ve yem var; bizler de aç kuşlar gibiyiz. Her birimiz birer doğan olsak da, her an yeni bir tuzağa tutuluyoruz.
!37


































































































   35   36   37   38   39