Page 88 - SEDEF - Hz.Mevlana'dan İnciler
P. 88
!
!
O güzelin huyunu, adetini bilirim ben; o bir ateş, bense yağa benziyo- rum...
Can, görüp duruyor, onun güzelim ışığından bir dumandır tütmede, onun çevresinde dönüp durmada; işte o duman benim.
!
Beyimiz, başbuğumuz, sen olduktan sonra bahtımız da gülmededir, tali- himiz yardır, yaverdir; a benim güzelim, işvelerin, şivelerin daim olsun, işvelerin de, şivelerin de sensin canı.
Fıstığa benzeyen dudakları hemencecik güldürürsün, dertli gözlere tutya- sın sen.
And içmiştim, sağ oldukça gülmeyeyim demiştim; yüzünü açtın da gö- ründün mü andım da yanar ahdim de.
Hangi ölüyü istersen var, sına; mezarının başına gittin mi, kefenini pa- ramparça edip kalkar da kadeh kapmaya koyulur.
Öldüğüm gün gel, kabrimin yanından bir geç de nasıl kalkıyorum, bir gör, bir seyret asıl kıyameti.
Sakisi sen olasın, nasıl ölür o kişi? Suladığın yer yemyeşildir, solmaz, yanmaz, çürümez o yer.
Ey can kuşunun uçup gittiği an, ey kefenleri yırtma, elbiseleri paralama çağında canların tekrar dönüp tapısına vardığı güzel.
Ey can nedir, o dünya da ne oluyor diyen, ey dudağa gelmiş can, işte gel- di çattı erişme vakti, sorduğun vakit.
A gönül, avuç açmıştın da şundan, bundan bir şeyler kapmıştın; şimdi çırpınmaktan başka birşeyin kalmadı.
Gah altın, gümüş elde ettin, gah gümüş bedenli bir dilberi kucakladın; fa- kat bunlar can çekişme çağında mahmurluk verdi sana.
Ey azınlığı yüzünden kuştan balığa dek rastgele herkesin canını yakan, kanına giren, onlar ne tattılarsa, ne çektilerse senin de o acıyı tatman, o azabı çekmen gerek.
!88