Page 60 - Demo
P. 60
54
Farkındayız Farklıyız Üniversite Bülteni - Sayı 2
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İslami İlimler Fakültesi tarafından “Misyonerlik ve İzmir, İzmir 'de Misyonerlik Faaliyetleri” başlıklı konferans düzenlendi. İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sıddık Korkmaz’ın moderatörlüğünde yapılan konferansı akademisyenler ve öğrenciler takip etti. Konferansta konuşan İKÇÜ İslami İlimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sıddık Korkmaz, İslamiyet söylemlerinin aktarım dilinin oldukça önemli olduğunu belirtti. Prof. Dr. Korkmaz, “Müslümanların tarihinde, Afrika kıtasının köleleştirilmesi yok. Amerika kıtasındaki ırkların ortadan kaldırılması yok. Hiroşima yok. Nagazaki yok. İslamiyet kaynaklarına gittiğimizde oldukça açık seçik bilgiler var. İslam hakkında söylenenlerin olmazsa olmazı doğru, güzel ve faydalı kavramlarıdır. Ahmaklık, inatçılık ve ahlaksızlık kavramlarının asla ve asla İslam anlatımlarında yeri olamaz. Bu kavramlar Müslümanlıkla, İslam ile bir araya gelmemelidir” dedi.
“Siyasi ve dini olarak yoğun propaganda yapılıyor” Dokuz Eylül Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’nden Prof. Dr. Ali İhsan Yitik, Anadolu’da yürütülen misyonerlik çalışmalarının tarihsel sürecine değindi. İzmir’de misyonerlik çalışmalarıyla ilgili konuşan Prof. Dr. Yitik, Türkiye’nin son yıllardaki göçmen yoğunluğunun misyonerlik çalışmalarındaki etkisine işaret etti. Yitik, “Göçmenlerin Yunan Adaları üzerinden yurt dışına çıkmak için Türkiye’yi tercih ettiğini biliyoruz. İzmir’deki misyonerlik çalışmalarını yürütenlerin de göçmenlere yönelmesi dikkat çekiyor. Herkes kendi inancını özgürce yaşama hakkına sahiptir. Ancak Balkanlardaki soykırımları, Fransa’da, Afrika’da yaşananları da unutmamak gerekir. Bunun hukuki düzlemde önlemlerinin alınması da önemlidir. Ama biz İslam camiası olarak kendi aramızda kendi inançlarımızla ilgili çok fazla enerji tüketiyoruz. Bugün dini metinlerimizi okuyabilmekte, sorunlarımızın çözümünde onlardan faydalanmakta ne kadar başarılıyız? Akademide bu noktada neredeyiz?” diye konuştu.
İKÇÜ İslami İlimler Fakültesi’nden Doç. Dr. Eldar Hasanoğlu, 17. yüzyıl kaynaklarında İzmir’ de misyonerlik faaliyetlerine ilişkin veriler bulunduğunu, 1648’ de Sabetay Sevi’nin kendini Mesih ilan etmesiyle farklı bir boyuta ulaştığını aktardı.
“Deizm propagandası yapıyorlar”
İKÇÜ İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İskender Şahin ise dinini değiştirenlere yönelik Kuran’ı Kerim de söylenen ayetlerden söz etti. 20’ ye yakın ayette geçen uyarılara işaret eden Şahin, “Ehli kitabımızda onları şirkle ilişkilendiren ifadeler var. Müslümanlara ciddi ikazlar vardır. Kitabımızda İslam dininin alternatifsiz tek hakikat din olduğu belirtilir. Misyonerlerin, Muhammed’siz İslam anlayışına, Hz. Peygamber’i karalamaya yönelik çabalara yoğunlaştıklarını biliyoruz. Hakk’a giden yol Hz. Muhammed’in yolundan geçer” dedi.
“Misyonerlik faaliyetleri bir milli güvenlik meselesidir” İlahiyatçı olmamasına rağmen misyonerlik faaliyetleri ile ilgili oldukça yoğun gözlemlere şahit olduğunu söyleyen İmam Hatipliler ve Mezunlar Derneği Başkanı Burhaneddin Kansızoğlu da misyonerlik propagandasında kullanılan ilk söylemin mutlu musunuz? sorusu olduğunu, misyonerlerin mutlu olma kavramı ile inanışlarını yaymaya çalıştıkları yönünde uyarılarda bulundu. Kansızoğlu, “Peygamberi devreden çıkarma çabaları var. Hadislerin uydurma olduğunu yaygınlaştıran ortak bir dil geliştirdiler. Özellikle imam hatiplilerde deizm arttı diye bir şey yaydılar. Yardım toplama adı altında okullarımızda Arapça yazılan ama misyonerliğe hizmet eden yayınlar satılıyor. Bir de çok güzel Arapça ve Türkçe konuşuyorlar. Ben bu faaliyetlerin bir milli güvenlik meselesi olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
Konferans soru-cevap bölümüyle sona erdi.