Page 1 - وَيُؤْثِرُونَ عَلَى أَنفُسِهِمْ وَلَوْ كَانَ بِهِمْ خَصَاصَةٌ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَ
P. 1

İLİ           : GENEL                                     Kardeşlerim!
        TARİH    : 28/10/2016                                     İslam  kaynaklarında  Cibril  hadisi  diye  bilinen  bu
                                                               hadis, bize İslam’ın şartlarını, imanın esaslarını, ahlakın
                                                               ilkelerini açık bir şekilde göstermiştir. Buna göre İslam,
                                                               açık,  net,  sade,  arı,  duru  ve  berraktır.  Bu  kadar  açık
                                                               hükümler  varken,  elde  Kur’an  gibi  bâkî  bir  hakikat
                                                               bulunuyorken,  Yüce  Dinimiz  İslam’ı;  sır,  gizem,  rüya,
                                                               keşif,  kerametler  ve  gelecek  tasavvurları  üzerine  bina
                                                               etmeye  kalkışmak  asla  kabul  edilemez.  En  büyük
                                                               keramet daima sırat-ı müstakim üzere olmaktır.

                                                                  Önümüzde  Peygamberimiz  (s.a.s)  gibi  büyük  bir
           DÎN-İ MÜBÎN-İ İSLAM                                 rehber varken, kurtarıcı beklentileri içerisinde, kıyamet
           Cumanız mübarek olsun Aziz Kardeşlerim!             alametleri  üzerinden  bir  din  ihdas  etmek  asla  kabul
           Okuduğum  ayet-i  kerimede  Yüce  Rabbimiz  şöyle   edilemez.  Hassaten  Kur’an’ın  “ م َ لاْحَا     ُ ثاَغ ْ ضَا”diye  tarif
        buyurmaktadır: “Ey İnsanlar! ‘Şeytana tapmayın. O,
        sizin apaçık düşmanınızdır. Sadece bana kulluk edin.   ettiği  “karmakarışık  rüyalar”  üzerine  asla  bir  din  bina
        İşte  dosdoğru  yol  budur.’  diyerek  sizden  söz     edilemez.  Allah’ın  açık  hükümleri  dururken,  heva  ve
                      1
        almadım mı?”                                           heves eseri olan rüyalarla amel edilemez. Resûl-i Ekrem
           Okuduğum  hadis-i  şerifte  ise  Peygamberimiz  (s.a.s)   (s.a.s)’in  sahih  hadisleri  dururken  rüyalarla  iyi  kötüye,
        şöyle buyuruyor: “Ben size gecesi gündüz gibi, apaçık   kötü  iyiye  dönüştürülemez.  Zulüm  ve  haksızlık  rüya
                          2
        bir yol bıraktım.”                                     üzerine  bina  edilemez.  Zira  Peygamberlerin  rüyası
           Kardeşlerim!                                        dışında  hiçbir  kimsenin  rüyası  bir  bilgi  kaynağı  olarak
           Hz.  Ömer  anlatıyor:  Bir  gün  Peygamberimiz      kabul  edilemez.  Rüyalarla  insanların  vicdanları,  gönül
        (s.a.s)’in  yanında  oturuyorduk.  Bir  adam  çıkageldi.   dünyaları istismar edilemez.
        Elbiseleri bembeyazdı. Saçları simsiyahtı. Üzerinde bir   Aziz Kardeşlerim!
        sefer, bir yolculuk izi yoktu. Aramızda onu tanıyanımız   Cebrail (a.s)’ın kıyamet ne zaman kopacak? sorusuna
        da  yoktu.  Peygamberimiz  (s.a.s)’in  huzurunda  oturdu.   Peygamberimiz (s.a.s)’in verdiği cevap çok manidardır;
        Dizlerini  Resûl-i  Ekrem  (s.a.s)’in  dizlerine  yasladı.   “Bu  konuda  kendisine  soru  sorulan  kimse,  soruyu
                                                               sorandan  daha  bilgili  değildir”  buyurmuştur.  Buna
        Ellerini de dizlerinin üzerine koydu. Ve dedi ki:   ُد َ  مَحُم اَي
                                                               rağmen gayb âlemine dair, Peygamberimiz (s.a.s)’in bile
                     َ
          مَلا ْ سلإا  نَع  ىِنْ رِبْخأ  “Ey  Muhammed!  Bana  İslam’ı  anlat.”   “ben bilmiyorum” dediği bilgilerle akılları karıştırmak,
           ِ
        ِ     ِ                                                zihinleri  bulandırmak  beyhudedir.  Bugün  birilerinin
        Resul-i  Ekrem  (s.a.s);  “İslam;  Allah’tan  başka  ilah   gayptan  verdiği  haberler  üzerine  hayatımızı  bina
        olmadığını  Muhammed’in  Allah’ın  elçisi  olduğunu    etmemiz  anlamsızdır.  Gayb  ve  melekût  âlemine  dair
        kabul  etmen,  namazı  dosdoğru  kılman,  zekâtı       kıyamet  senaryoları  üzerinden  dini  anlamak,  dini
        vermen, Ramazan orucunu tutman ve eğer imkânın         okumak kabul edilemez.
        varsa  haccetmendir.”  buyurdu.  Gelen  zat,  “doğru      Kardeşlerim!
        söyledin”  dedi.  Hz.  Ömer  diyor  ki:  “Adama  şaşırdık,   Bize  düşen  ahirete  inanmak  ve  ona  hazırlanmaktır.
        hem soru soruyor, hem de tasdik ediyordu”. Sonra o kişi   Bir gün bir sahabi, Allah Resulü’ne “kıyamet ne zaman
         ِناميلإا  نع  يِنْ رِبْخأَف  “bana  imanı  anlat”  dedi.  Allah  Resulü   kopacak?” diye sorduğunda, Peygamberimiz (s.a.s), “O
                     َ
           ِ
                                                                                                             4
                                                               gün  için  ne  hazırladın?”  diye  cevap  verdi.   Allah
        (s.a.s) “İman; Allah’a, meleklerine, peygamberlerine,   Resulü (s.a.s),  bu cevabı ile bize kıyametin ne zaman
        kitaplarına, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin   kopacağıyla  ilgilenmek  yerine,  ondan  sonrası  için  ne
        Allah’tan  olduğuna  inanmandır.”  dedi.  Bu  cevap    hazırladığımızı sorgulamamızı öğütlemektedir.
        üzerine  adam,  yine  “doğru  söyledin”  dedi.  Bu  sefer   Kardeşlerim!
                          َ
            ِ
         ِن اسْحلإا   نع   يِنْ رِبْخأف   “Bana   ihsanı   anlat”   dedi.   Hutbemi Kur’an-ı Kerim’de bize öğretilen bir dua ile
                                                               bitiriyorum.
        Peygamberimiz       (s.a.s):     “İhsan,      Allah’ı
                                                                          ْ
                                                                             َ َ
                                                                                      َ
                                                                                             َ
                                                                                                            ُ
                                                                                                                َ
                                                                                         َ
        görüyormuşçasına  O’na  ibadet  etmendir.  Her  ne              ُ با َ  هَولا  َ تنأ كَ  ن ِ إ ًةَمْحَر كنُدل نِم اَنل  ْ بَهَو اَنَتْيَدَه ْذ ِ إ َدْعَب اَنَبولُق ْغزُت لا اَنَ  بَر
                                                                                                               ِ
        kadar  sen  O’nu  göremesen  de  O,  seni  her  an        “Rabbimiz!  Bizi  doğru  yola  eriştirdikten  sonra
        görüyor” karşılığını verdi. Adam yine “doğru söyledin”   kalplerimizi  saptırma,  bize  tarafından  bir  rahmet
                                                                                                                5
                                                  َ
        dedi. O zat, bir soru daha sordu;  ِةعا َ   سلا نع يِن  ْ رِبْخأَف “Kıyamet  bağışla. Kuşku yok ki lütfu bol olan yalnız sensin”

        ne  zaman  kopacak”  dedi.  Resul-i  Ekrem  (s.a.s):  “Bu
        konuda  kendisine  soru  sorulan  kimse,  soruyu       1  Yasin, 36/60-61.
        sorandan  daha  bilgili  değildir”  buyurdu.  O  şahıs   2 3  İbn Mâce, Mukaddime, 43.
        aramızdan  ayrılıp  gidince,  Peygamberimiz  (s.a.s):  “Bu   4  Buhâri, İman, 37.
                                                                 Müslim, Birr, 164, Tirmîzi, Zühd, 50.
        soruları soran kimdi biliyor musunuz?” dedi. “Allah    5  Âl-i İmrân, 3/8.   Hazırlayan: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
        ve Resulü daha iyi bilir” dedik. Efendimiz (s.a.s):
           “O Cebrail idi, size dininizi öğretmek için geldi”
                3
        buyurdu.
   1   2   3   4   5   6