Page 36 - DDY 11. SINIF SORU BANKASI
P. 36
Kur’an’a Göre Hz. Muhammed (s.a.v.)
Peygamberler de Allah’tan (c.c.) aldıkları bilgileri eksiksiz olarak, olduğu gibi insanlara ulaştırmışlardır. Allah (c.c.) tarafın-
dan peygamberlere verilen bu göreve tebliğ denir. Peygamberler Allah’tan (c.c.) aldıkları vahyi insanların anlayabilmeleri
için açıklamışlardır. Bu göreve tebyin denir. İslam dininde hüküm koyma yetkisi, Allah’a (c.c.) ve Hz. Peygamber’e (s.a.v.)
aittir. Allah (c.c.) ve Peygamber (s.a.v.), bir konuda hüküm verdiği zaman müslümanlar o hükme uymak zorundadır. Bu
göreve ise teşri denir. Kur’an-ı Kerim’in ilk muhatabı olan Hz. Peygamber (s.a.v.) onu en iyi şekilde anlamış ve yaşamıştır.
Böylece söz, fiil ve davranışlarıyla insanlara örnek olmuştur. Hz. Peygamber’in (s.a.v.) bu görevine, temsil denir.
Üsve-i hasene; inanç, ibadet ve ahlak başta olmak üzere hayatın tümünde müslümanların kendilerine örnek almaları
gereken tek ve en güzel model anlamına gelen Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sıfatıdır.
Hz. Muhammed’e (s.a.v.) “Hatemü’n-nebiyyîn” denir. Yani “Peygamberlerin sonuncusu, kendisinden sonra kesinlikle
peygamber gelmeyecek olan” anlamında Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sıfatıdır.
3. HZ. MUHAMMED’E (S.A.V.) BAĞLILIK VE İTAAT
Allah’ın (c.c.) kullarına emrettiği iman esaslarından biri de peygamberlere inanmaktır. Peygamberlere iman aynı zamanda
onlara itaat etmeyi de gerekli kılar. İtaat etmek aynı zamanda bağlanmak demektir. Her müslüman hayatını, Hz. Peygam-
ber’in (s.a.v.) önerdiği şekilde düzenlemelidir. Onun hayatını örnek almalı ve elinden geldiği ölçüde Hz. Muhammed’in
(s.a.v.) sünnetini yerine getirmelidir.
Hz. Muhammed’in (s.a.v.) söz, fiil ve takrirlerini içeren örnek davranışlarına sünnet denir. Hz. Peygam ber’in (s.a.v.) sözleri
anlamına gelen hadis kelimesi de sünnet kelimesi ile eş değerde kullanılan bir terimdir. İslam’ın anlaşılmasında Kur’an-ı
Kerim’den sonraki en önemli kaynak, Hz. Muhammed’in (s.a.v.) sözleri, açıklamaları ve uygulamaları anlamına gelen
sünnettir. Hz. Peygamber (s.a.v.) “Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.” buyurmuştur. (Buhârî, Nikah, 1)
Hadislerin toplanılmasına hicri ikinci asırda başlanılmıştır. Toplanılan hadisler konularına göre sınıflandırılarak oluştu-
rulan hadis kaynakları üçüncü asırda çoğalmış ve bunlardan bazıları ön plana çıkmıştır. Günümüze kadar ulaşan bu
eserlerden en bilinen altı tanesine “Kütüb-i sitte” (altı kitap) denir. Bu kitapları derleyen kişiler: Buhârî, Müslim, Tirmizî,
Ebu Dâvûd, Nesâi ve İbn Mâce’dir.
Hz. Muhammed (s.a.v.) sevgisi, tarih boyunca kültürümüzü etkileyen önemli unsurlardan biri olmuştur. Toplumumuz, Hz.
Peygamber’i (s.a.v.) hatırlatan her şeye hürmet göstererek ve bu değerleri özenle korumaya çalışmaktadır.
Kültürümüzde Hz. Muhammed’e (s.a.v.) duyulan sevginin bir devamı da onun ehl-i beytine olan sevgidir. Ehl-i beyt, Hz.
Muhammed’in (s.a.v.) başta çocukları ve torunları olmak üzere birinci dereceden yakınlarından oluşan ailesi için kullanı-
lan özel bir isimdir.
4. KUR’AN’DAN MESAJLAR: AHZÂB SURESİ 45-46. AYETLER
Allah, “Ey peygamber! Seni tanık, müjdeci, uyarıcı, izniyle Allah’a çağırıcı ve etrafını aydınlatan bir ışık olarak gönderdik.”
(Ahzâb suresi, 45-46. ayetler) buyurarak Hz. Muhammed’e (s.a.v.) peygamberlik görevini bildirmiştir. Hz. Muhammed
(s.a.v.) peygamber olarak gönderildiği dönemde Mekke’de insanlar farklı inançlara sahiptiler. Toplumda ateşe, putlara ve
gök cisimlerine tapan farklı inanışlara sahip insanlar bulunuyordu. Böyle bir dönemde Allah (c.c.) insanları içine düştükleri
olumsuz durumlardan kurtarmak amacıyla Hz. Muhammed’i (s.a.v.), etrafını aydınlatan bir ışık olarak insanlığa bir kurtuluş
vesilesi olarak göndermiştir.
36 11. SINIF KONU ANLATIMLI SORU BANKASI