Page 837 - Yaratılış Atlası 4. Cilt
P. 837
Harun Yahya
sahte kafatasını delil olarak dayatmaya çalışırken, Darwinistlerin tek değinmek istemedikleri ve onları
tam anlamıyla çaresizliğe düşüren konu budur.
Bütün bunların yanı sıra, Darwinistlerin en büyük delil sandıkları yetenek gösterisinde, maymun-
dan çok daha zeki özellikler sergileyen canlılar vardır. Karga, arı, kunduz, termit gibi canlılar; kimi za-
man maymunlardan çok daha zekice ve çok daha beceri gerektiren davranışlar sergilemektedirler.
Dolayısıyla yetenek ve beceriye dayanan benzerlik iddiası, tümüyle yanıltmacadır.
Darwinistlerin öncelikle insanı insan yapan; gördüklerinden, duyduklarından etkilenmesini, onlar
üzerinde düşünmesini, akıl göstermesini, saygı, sevgi, vefa gibi anlayışlara sahip ol-
masını, muhakeme ve yargıda bulunmasını sağlayan "ruh"un açıklamasını
yapmaları gerekmektedir. Maddenin mutlak varlığına inanan, insan bilinci-
ni yalnızca bir nöron yığını olarak gören bu zihniyet, ruhun varlığı gerçeği
karşısında tam anlamıyla suskundur. Darwinistler uzun zamandır bilincin
kökeni ve hayali evrimi hakkında çalışmalar yapmakta, daha doğru bir de-
yişle bu konuda propaganda yöntemleri üretmeye çalışmaktadırlar. Fakat
maddesel varlığı olmayan bir kavramı madde ile açıklayabilmeleri, hatta bu-
na alternatif bir yorum getirebilmeleri imkansız olduğundan, bu konu hakkın-
da hiçbir iddiada bulunamamaktadırlar. Çünkü bilincin kökeni, yani insanı insan
yapan ruh, Allah'a aittir. Allah, Kendisi'nden bir lütuf olarak bunu insana bahşetmiş
ve onu diğer canlılardan, özellikle bu yönüyle farklı kılmıştır. Darwinist aldatmaca, bu
konuda çaresiz ve sessizdir.
Allah Kuran'da, insanı Kendi ruhundan yarattığını şöyle bildirmektedir:
Ki O, yarattığı herşeyi en güzel yapan ve insanı yaratmaya bir çamurdan başlayandır. Sonra onun soyunu bir
özden (sülale'den), basbayağı bir sudan yapmıştır. Sonra onu 'düzeltip bir biçime soktu' ve ona Ruhundan üf-
ledi. Sizin için de kulak, gözler ve gönüller var etti. Ne az şükrediyorsunuz? (Secde Suresi, 7-9)
Darwinistler sevgi, şefkat, merhamet,
dostluk, vefanın asıl kaynağı olan
ruhun varlığını açıklayamazlar.
835