Page 41 - Savunma Sistemi Mucizesi
P. 41

varl›¤›n› nas›l aç›klarlar? Cevap son derece basittir: Aç›klayamazlar.
              Yapt›klar› tek fley, hiçbir mant›¤› olmayan, kendi içinde bile defalarca
          çeliflen varsay›mlar öne sürmektir. "Nas›l olur da bu sistemi evrime göre
          aç›klar›z?" sorusuna bir cevap bulmak için masa bafl›nda yaz›lm›fl, hiçbir bi-
          limsel geçerlili¤i olmayan, pek çok hayali senaryo mevcuttur.
              Bu senaryolardan en çok ra¤bet göreni, savunma sisteminin tek bir
          antikordan evrimleflerek meydana geldi¤ini savunur. Hiçbir bilimsel daya-
          na¤› olmayan senaryo özetle flöyledir:
              Savunma sistemi bafllang›çta, bir tek immünoglobulin (bir çeflit prote-
              in) türü yapan bir genden ibaretti. Ancak bu gen "kendi kendini h›z-
              la yeniden oluflturarak" , her biri farkl› bir immünoglobülin molekülü
              meydana getiren kopyalar gelifltirdi. Daha sonra da tekrar birleflme
              yetene¤ine sahip ayr› gen bölümlerinin yap›m›n› yönlendiren kontrol
              mekanizmalar› geliflti.
              Bu örnek hem evrim teorisinin ne kadar çürük temeller üzerine otur-
          du¤unu görmek, hem de evrimcilerin s›k s›k baflvurduklar› beyin y›kama,
          göz boyama yöntemlerini anlamak aç›s›ndan önemlidir. fiimdi bu aldatma-
          cay› cümle cümle inceleyelim:
              1. Cümle: "Savunma sistemi bafllang›çta, bir tek immünoglobulin (bir
          çeflit protein) türü yapan bir genden ibaretti."
              Herfleyden önce sorulmas› gereken soru fludur:
              "Bafllang›çta bulunan bu gen kim taraf›ndan yarat›lm›flt›r?"
              Bu aflama evrimciler taraf›ndan önemsiz bir ayr›nt› gibi gösterilip ge-
          çilmeye çal›fl›l›r. Ancak bu ilk genin nas›l var oldu¤u aç›klanmak zorunda-
          d›r. Bir genin kendi kendine oluflmufl olmas› bilimsel olarak imkans›zd›r.
          Gen diziliminin tesadüfen oluflmas›n›n imkans›zl›¤› evrimci bilim adamlar›
          taraf›ndan bile birçok defa itiraf edilmifl bir gerçektir. Bu konuda yine yer-
          li evrimcilerden Prof. Ali Demirsoy'dan bir örnek verebiliriz:
              Yani canl›l›k, e¤er belirli bir dizilimi gerektiriyorsa, bu, tüm evrende
              bir defa oluflacak kadar az olas›l›¤a sahiptir denilebilir. Ya da oluflu-
              munda bizim tan›mlayamaca¤›m›z do¤aüstü güçler görev yapm›flt›r. 5
              Ancak bu nokta evrimciler taraf›ndan örtbas edilir ve sanki her nas›l-
          sa zaten baflta bir gen vard› gibi ak›l d›fl› bir ön kabul yap›l›r. Görüldü¤ü
          gibi senaryo daha ilk basama¤›nda çökmektedir.






          ADNAN OKTAR                                                       39
   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46