Page 103 - İslam'ın İnanç Esasları
P. 103
Adnan Oktar (Harun Yahya)
Allah buraya. Bunu ısrarla anlamazlıktan geliyorlar. Yani dünyada ne
var, değil mi? Binbir zahmetle yiyecek elde ediyorlar. Binbir zahmetle o
yiyeceğin sıkıntısını yaşıyorlar arkasından. Her gün banyo yapmaları ge-
rekiyor, değil mi? Her gün kendilerine bakmaları gerekiyor. Mesela bir
kadın kendine bakmazsa perişan oluyor. Bir erkek de kendine bakma-
yınca o da perişan oluyor. Günün sekiz saati uykuyla geçiyor nedereyse
yarısı, sekiz saati de çalışmayla geçiyor. Ondan gerisini de yemeğe, banyo
yapmaya vakit ayırıyorlar. Gün yetmiyor, yani ucu ucuna olmasına rağ-
men. Hatta birçok yemeği ayakta yiyorlar. Mesela sandviç alıp yiyor vakti
yetişmediği için. Bu kovalamaca içerisinde yine dünyaya çok meraklı
oluyor birçok insan. Sanki dünyadan çok acayip bir şey kazanacaklarmış
gibi.
Dünyada bir şey yok. Dünyanın en güzel yönü Allah'ı sevmektir, Allah
aşkıdır, tutkuyla Allah'a bağlanmaktır, Allah'ın hükümlerini, Ku-
ran'ın hükümlerini çok sevmektir. Allah'ın hükümlerini yerine getir-
mek çok lezzetlidir. Din ahlakından taviz vermemek mesela çok
zevklidir. Kuran'dan asla taviz vermemek çok zevkli bir olaydır. Ku-
ran'a sıkı sıkıya sarılmak çok zevklidir. Ayrı bir derinliği vardır, ayrı
bir özel zevki vardır, Müslümanların bildiği özel bir zevktir.
Allah'ı aşk ile tutkuyla sevmek zaten muazzam bir nimettir ve aşkla, tut-
kuyla Allah sevildiğinde insanları da o zaman biz aşkla, tutkuyla, Allah
rızası için severiz. Allah'ın tecellisi olarak severiz. O zaman da o bizde
derin ve şiddetli etki meydana getirir. Yoksa insanda bir şey yok ki. Yani
protein, kemik, bağırsak, karaciğer, dalaktan falan oluşmuş bir et yığını,
yani bir şey yok insanda. Allah'ın tecellisi olduğu için bu kadar şiddetli
seviyoruz. Yani bu tutkunun nedeni Allah'ın tecellisi olmasıdır. Allah
çünkü bize insan şeklinde tecelli ediyor beynimizde, bu şekilde görüyoruz.
101