Page 51 - Kuran'da Münafık Karakteri
P. 51
Adnan Oktar (Harun Yahya)
Münafık erkekler ve münafık kadınlar, bazısı bazısındandır;
kötülüğü emrederler, iyilikten alıkoyarlar, ellerini sımsıkı tutar-
lar. Onlar Allah'ı unuttular; O da onları unuttu. Şüphesiz, müna-
fıklar fıska sapanlardır. (Tevbe Suresi, 67)
Münafıklar Allah'ı hatırladıklarında ise, Allah'ın büyüklüğünü,
gücünü, sanatını, ilmini takdir edemediklerinden, Allah'ı gereği gibi
anmazlar. Allah'ı anmaktaki amaçları müminleri taklit etmek oldu-
ğu için gerek ifadeleri, gerekse üslupları içten, samimi ve sıcak
olmaz. Suni, ezbere dayalı, gerçek düşüncelerini, hissettiklerini yan-
sıtmayan, mecburi bir zikir olur. Güncel bir konudan çok akıcı,
rahat, çok zengin ifadelerle bahsederken, Allah'ı anacakları zaman
kesik kesik, zorlanarak, kalıp cümlelerle konuşurlar. İçlerinden gel-
mediği halde böyle bir mecburiyet hissetmeleri, bir yandan da iman
edenlere karşı öfke duymalarına sebep olur. Kuran'da bu durumdan
şöyle söz edilmektedir:
Sadece Allah anıldığı zaman, ahirete inanmayanların kalbi
öfkeyle kabarır. Oysa O'ndan başkaları anıldığında hemen sevin-
ce kapılırlar. (Zümer Suresi, 45)
Bununla birlikte Allah'ın anıldığı ortamlardan da kasıtlı olarak
uzak durur, çeşitli bahaneler öne sürerek kaçmaya çalışırlar. Aynı
şekilde münafıklar Kuran'ın okunduğu ortamlardan da kaçış halin-
dedirler. Çünkü Kuran'ı dinlediklerinde unutmak istedikleri ve
düşünmekten kaçtıkları ölüm, ahiret günü, cehennem gibi gerçek-
lerle yüz yüze gelecekler ve vicdanlarına baskı oluşacaktır. Allah bir
ayette münafıkların bu tutumunu şöyle haber vermektedir:
Ki onlar, Beni zikretme (konusun)da gözleri bir perde içindeydi.
(Kur'an'ı) dinlemeye katlanamazlardı. (Kehf Suresi, 101)
49