Page 84 - Kuran'ı Dinlemeyenler
P. 84
82 KURAN'I DİNLEMEYENLER
de hiç bir de ği şik li ğe se bep ol maz. Dün ya da her an mey da na ge -
len tüm olay la rın te sa düf ese ri geliştiği yalanına ken di le ri ni inan -
dı ra rak, ya şa dık la rı ib ret ve ri ci olay la rın hik met le ri ni tak dir ede -
mez ler. Al lah in kar cı la rın bu özel li ğin den şöy le bah set mek te dir:
Gör mü yor lar mı ki, ger çek ten on lar her yıl, bir ve ya
iki de fa be la ya çarp tı rı lı yor lar da son ra tev be et mi -
yor lar ve öğüt alıp (ders çı ka rıp) dü şün mü yor lar.
(Tev be Su re si, 126)
Oysa büyük felaketler, dünya hayatındaki şiddetli sıkıntılar
insanları düşünmeye sevk edecek çok önemli olaylardır. Fakat
inkarcılar bu gibi olayları bir tartışma konusu haline getirir,
büyük bir akılsızlıkla olayların tesadüflerin bir eseri olduğunu
dile getirmeye başlar ve bu şekilde düşünmekten kaçarlar.
Allah'ın Kuran'da bildirdiği gibi "... Atalarımıza da (bazen)
şiddetli sıkıntılar (bazen de) refah ve genişlikler dokun-
muştu..." (Araf Suresi, 95) der, ve gaflet içindeki yaşamlarına
devam ederler. Her felaketi tesadüflerle, doğal nedenlerle açık-
lamaya çalışır, bunun bir hatırlatma olduğunu unutmaya, düşün-
memeye çalışırlar. Başlarına gelen felaketleri, hastalıkları, yok-
lukları, acı ve sıkıntıları anlamazlıktan gelerek, "tesadüflerin
yanılgısı, büyük bir doğa olayı, zaten bekleniyordu, her toplum-
da böyle olaylar olur " gibi akla ve vicdana aykırı ifadelerle ken-
dilerince bir açıklama getirirler. "Bu Allah'tan bizlere gelen bir
hatırlatmaydı" diyemez, bu gerçeği dile getirmekten dahi çeki-
nirler. İşte bu da şeytanın bir diğer taktiğidir.
Dünyada insanın başına gelen her türlü felaket, bela, sıkıntı
ya da ahiretteki azabı hatırlatan herhangi bir olay Allah'ın insan-
lara lütuf olarak tanıdığı fırsatlardır. Ancak şunu da belirtmek
gerekir ki, doğal felaketlerin, sıkıntıların, zorlukların hepsi iman