Page 156 - Dinde Pasifizm
P. 156

154                     DİNDE PASİFİZM


            do ğal se lek si yon "tek ba şı na" ve do la yı sıy la tü müy le et ki siz bir
            me ka niz ma ola rak kal mış olu yor du.


               Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar
               Dar wi nist ler ise bu du ru ma bir çö züm bu la bil mek için
            1930'la rın son la rın da, "Mo dern Sen te tik Te ori"yi ya da da ha
            yay gın is miy le neo-Dar wi nizm'i or ta ya at tı lar. Neo-Dar wi -
            nizm, do ğal se lek si yo nun ya nı na "fay da lı de ği şik lik se be bi" ola -
            rak mu tas yon la rı, ya ni can lı la rın gen le rin de rad yas yon gi bi dış
            et ki ler ya da kop ya la ma ha ta la rı so  nu cun da olu şan bo zul ma la -
            rı ek le di.
               Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz olduğunu bilmeleri-
            ne rağmen, Darwinistlerin savunduğu model neo-
            Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı
            türünün, bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız
            kompleks organlarının "mutasyonlara", yani genetik bozukluk-
            lara dayalı bir süreç sonucunda oluştuğunu iddia etmektedir.
            Ama teoriyi çaresiz bırakan açık bir bilimsel gerçek vardır:
            Mutasyonlar canlıları geliştirmezler, aksine her zaman
            için canlılara zarar verirler.
               Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene
            sahiptir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki
            ancak zarar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu
            şöyle açıklar:
                Mu tas yon lar kü çük, ras ge le ve za rar lı dır lar. Çok en der ola rak
                mey da na ge lir ler ve en iyi ih ti mal le et ki siz dir ler. Bu üç özel lik,
                mu tas yon la rın ev rim sel bir ge liş me mey da na ge ti re me ye ce ği ni
                gös te rir. Za ten yük sek de re ce de özel leş miş bir or ga niz ma da
   151   152   153   154   155   156   157   158   159   160   161