Page 114 - Sakın Anlamazlıktan Gelmeyin
P. 114
Sakın Anlamazlıktan Gelmeyin
kıskançlık ve hırs yapar, insanları incitebilecek sözleri rahatlıkla sarf
eder, fedakar değildir, kendi menfaatleri herşeyden önce gelir. Bu in-
sanların arasından, "ben dindar değilim ama kötü bir insan değilimdir,
öfkeli de" diyenler çıkabilir. Fakat bu insan gün gelir, kendisini çileden
çıkaracak bir olayla karşılaşır, Allah'a tevekkülü olmadığı için öfkelenir
ve üzerine hiç kondurmadığı her türlü kötülüğü yapma hakkını ken-
dinde görebilir. Hatta an gelir, adam öldürür ve arkasından "ama hak
etmişti" diyebilir. Bu, Allah'tan korkup sakınan bir insanda asla olma-
yacak bir sonuçtur. Çünkü inançlı bir insan sabırlıdır ve Allah'ın
yapma dediği bir şeyi yapmaz. Bu yüzden de asla öfkesine kapılmaz.
İnançsız bir insan "ben dinsizim, ama rüşvet almıyorum, dürüs-
tüm" diyebilir. Ama bu, sadece bir iddiadır. Çünkü Allah'tan korkup
sakınmayan bu kişi zorda kaldığında her kötülüğü rahatlıkla yapabilir.
Mesela, "çocuklarımı okutabilmek için rüşvet aldım" gibi kendince
meşru bir mazeret uydurabilir. Oysa dindar bir insan için böyle bir
şey hiçbir zaman söz konusu olmaz. Ahirette hesabını veremeyeceğini
bildiği bir tavrı Allah'tan korkup sakınan bir insan asla yapmaz.
Hırsızlık da bu samimiyetsiz tavra iyi bir örnektir. Hırsızlık gibi
toplumun genelinde hoş karşılanmayan bir suç bile bu kişiler arasında,
bazı şartlarda meşru görülebilir. Örneğin otellerden, lokantalardan
alınan havlu, çatal-bıçak gibi eşyalar hırsızlık olarak görülmez.
Oysa din ahlakına göre
bu, her halikarda bir
ahlaksızlıktır.
112