Page 24 - Sakın Anlamazlıktan Gelmeyin
P. 24
Sakın Anlamazlıktan Gelmeyin
Evrimciler, canlıların iki temel mekanizma sayesinde evrimleş-
tiklerini iddia ederler. "Doğal seleksiyon" ve "mutasyonlar".
Doğal seleksiyon, yapısı doğal şartlara uyum sağlamayan canlıların
bir süre sonra yok olacağını, yapısı uygun olanlarınsa nesillerini
devam ettireceğini öne sürer. Oysa bu iddianın evrimle hiçbir ilgisi
yoktur. Doğal seleksiyon mekanizması vasıtasıyla ancak var olan bir
tür içinde güçsüz olanların elenmesi, sonuç olarak güçlü bireylerden
oluşan bir topluluğun ortaya çıkması sağlanır. Yani doğal seleksiyon
sonucunda doğada herhangi yeni bir canlı türünün oluşması söz
konusu değildir.
Evrimciler de aslında bu gerçeğin farkındadırlar. Ünlü bir evrimci
olan İngiltere Doğa Tarihi Müzesi baş paleontoloğu Colin Patterson
doğal seleksiyonun anlamsızlığını şu ifadeleriyle kabul etmektedir:
Hiç kimse doğal seleksiyon mekanizmaları ile yeni bir tür ürete-
memiştir. Hiç kimse böyle bir şeyin yakınına bile yaklaşamamıştır.
Bugün neo-Darwinizmin en çok tartışılan konusu budur.
Evrimcilere göre evrimsel değişikliklerin diğer kaynağı, canlıların
genetik yapısında meydana gelen rastgele mutasyonlardır. Küçük
mutasyonların ardı ardına eklenerek yeni türler ortaya çıkardığını
iddia ederler. Oysa mutasyonlar hücredeki tüm bilgilerin kodlu olduğu
DNA'da sadece tahribat yaparlar. Mutasyonların net etkisi her zaman
zararlıdır, yeni bir tür oluşturmaları da kesinlikle mümkün değildir.
Mutasyonlar sonucunda sadece mongolizm, albinizm, cücelik, kanser
gibi hastalıklar ve sakatlıklar ortaya çıkabilir. Yakın geçmişte Nagasaki
ve Hiroşima'da kullanılan nükleer silahların etkisiyle oluşan radyas-
yonun canlılarda meydana getirdiği mutasyonlar bunun kesin birer
örneğidirler.
Bu bilgiler ışığında evrimcilerin evrimleştirici olarak öne sürdüğü
iki mekanizmanın da gerçekte hiçbir anlam ifade etmediğini ve yer-
yüzünde canlıları zaman içinde tesadüfen meydana getirebilecek bir
mekanizmanın var olmadığını anlamazlıktan gelmeyin.
22