Page 14 - İslam'ın Kışı ve Beklenen Baharı
P. 14
İSLAM'IN KIŞI VE BEKLENEN BAHARI
12
Burada Müslümanların birlik olmasıyla ilgili olarak sadece birkaç ayete yer
verilmiştir. Bu ayetlerden ve Kuran'ın genelinden açıkça anlaşıldığı gibi;
• Müslümanların birlik olmaları,
• Kardeşçe bir sevgi ve şefkatle birbirlerine bağlı olmaları,
• Çekişip tartışmamaları,
• Birbirlerinin velileri ve dostları olmaları,
• Birbirlerini her koşulda koruyup kollamaları,
• Birbirleriyle istişare halinde olmaları,
• Birbirlerine kenetlenmiş bir bina gibi saf halinde inkara karşı ilmen
mücadele etmeleri farzdır.
Bu durumda tüm bunların aksi bir tutum sergilemek, yani;
• Birleştirici değil ayırıcı olmak,
• Müslüman kardeşlerine sevgiyle ve şefkatle yaklaşmamak,
• Müslüman kardeşlerine karşı affedici, koruyucu ve kollayıcı olmamak,
• İnkara karşı verilen ilmi mücadelede Müslümanlarla kenetlenmiş bir
bina gibi saf bağlamamak haramdır.
Eğer İslam alemi güçlü, istikrarlı, müreffeh bir medeniyet olmak, dünyaya
her alanda yön vermek ve ışık tutmak istiyorsa, birlik halinde hareket etmek
zorundadır. Bu birliğin yokluğu, Müslüman ülkeler arasındaki ayrılık ve dağı-
nıklık, İslam dünyasından ortak bir ses yükselmemesi, mazlum Müslüman halk-
ları da savunmasız bırakmaktadır. Filistin'de, Keşmir'de, Doğu Türkistan'da,
Moro'da ve daha pek çok yerde zavallı kadınlar, çocuklar ve yaşlılar ihtiyaç için-
de zulümden kurtarılmayı beklemektedirler. Bu masum insanların sorumluluğu
herkesten önce, İslam dünyasının üzerindedir. Müslümanlar, Peygamberimiz
(sav)'in "Müslüman, Müslümana zulmetmez ve onu tehlikede bırakmaz" sözü-
nü hatırlarından çıkarmamalıdırlar.
Dünya Müslümanlarının, güçlü ve aktif bir Türk İslam Birliği sağlayama-
mış olmaları, günümüzde yaşanan çeşitli sorunların temelinde yer alan önemli
bir eksikliktir. Güçlü bir birlik sağlandığında bugün yaşanan sorunların benzer-
leriyle ya hiç karşılaşılmayacak ya da karşılaşılan tüm sorunlar tahmin edilen-
den çok daha kısa süre içinde çözüme kavuşturulacaktır.
İslam dünyasında farklı kültürler, gelenekler ve anlayışlar olması son dere-
ce doğaldır. Önemli olan, bu farklılıkların inanç birliği altında, çoğulcu bir daya-
nışma içinde toplanmasının sağlanmasıdır. Görüş, düşünce ve uygulama farklı-