Page 243 - Mültecilere Yardım
P. 243

Türkiye'de bir siyasi partinin hazırladığı 72 sayfalık raporda Suriye
             ve Irak'ta yaşanan krizlerin Türkiye'ye etkisi değerlendirildi. Raporda
             Türkiye'nin Suriyeli göçmenler için kamu bütçesinden 5.5 milyar do-
             lar kullandığı belirtilmiş. Ayrıca yine rapora göre Türkiye'nin her iki
             bölgedeki krizler yüzünden 4 yıldaki kaybı 16.7 milyar doları bulmuş
             durumda. Çıkartılan maliyet Suriyeli sığınmacılar için yapılan harca-

             malar, potansiyel ihracat kayıpları ve düşen turizm gelirlerinden olu-
             şuyor. 46

                  Raporda Suriyeli göçmenler sadece ekonomik açıdan değerlendi-
             riliyor ve Türkiye'nin göçmenleri kabul etmesi büyük bir hata olarak
             yansıtılıyor. Oysa Suriye'de yaşanan büyük insanlık dramını ve ölüm-
             den kaçarak kapımıza gelen Suriyeli mültecilerin yaşadıklarını sadece
             rakam ve istatistiklerle değerlendirmek mümkün değildir. Bu vicdan
             sahibi tüm insanların yardıma koşmasını gerektiren büyük bir fela-
             kettir.

                  Öncelikle belirtmek gerekir ki Türkiye'nin Suriyelilere karşı ko-
             nuksever tutumu günlük bir iç politika gereği ya da mezhepsel yakla-
             şımın sonucu değildir. Yakın geçmişte, Türkiye'nin IŞİD'ten kaçan Ye-

             zidileri ve Saddam Hüseyin'in zulmünden kaçan Kürtleri kabul etmiş
             olması bunun en büyük ispatı. Kaldı ki Türkiye'nin muhtaç durumda-
             kilere kucak açması yeni bir tutum değil. Türkiye'nin uzak tarihinde de
             benzer olayları görmek mümkün.

                  1850'li yıllarda Kırım Tatarlarıyla başlayan göç dalgaları, sonra-
             sında Gürcü ve Çerkezler başta olmak üzere Dağıstanlılar, Çeçenler,
             Lazlar gibi Kafkaslar'da yaşayan halklarla birlikte Anadolu'ya göç ha-
             reketleri yaşanmıştır. Kırım Tatar Göçleri, Osmanlı topraklarına 1783
                                   47
             yılında Çarlık Rusya'sının Kırım'ı ele geçirmesiyle gerçekleşen ilk bü-
             yük çaplı göç dalgasıdır. Bundan sonraki Tatar göçlerinde 1890 yılına

             kadar Osmanlı – Rus savaşları belirleyici olmuştur.








                                                     Adnan Oktar (Harun Yahya)     241
   238   239   240   241   242   243   244   245   246   247   248