Page 286 - İncil'den Güzel Sözler
P. 286

İncil'den Güzel Sözler






                   Allah... bizi kendi yararımıza terbiye ediyor. Terbiye edilmek başlan-
                   gıçta hiç tatlı gelmez, acı gelir. Ne var ki, böyle eğitilenler için bu
                   sonradan esenlik veren doğruluğu üretir. Bunun için sarkık elle-

                   rinizi kaldırın, bükük dizlerinizi doğrultun, ayaklarınız için düz
                   yollar yapın. Öyle ki, kötürüm olan parça eklemden çıkmasın, tersi-
                   ne şifa bulsun. (İbranililere Mektup, 12:11-13)

                   Çünkü nerede kıskançlık, bencillik varsa, orada karışıklık ve her tür
                   kötülük vardır. Ama gökten inen [Allah Katından gelen] bilgelik her-
                   şeyden önce paktır, sonra barışçıldır, yumuşaktır, uysaldır.
                   Merhamet ve iyi meyvelerle doludur. Kayırıcılığı, ikiyüzlülüğü yok-
                   tur. Barış içinde eken barış yapıcıları doğruluk ürününü biçer-
                   ler. (Yakup'un Mektubu, 3:16-18)


                   İyilik yapmakta gayretli olursanız, size kim kötülük edecek?
                   Doğruluk uğruna acı çekseniz bile, ne mutlu size! İnsanların
                   "korktuğundan korkmayın, ürkmeyin."... İçinizdeki umudun nedeni-
                   ni soran herkese uygun bir yanıt vermeye her zaman hazır olun.
                   Yalnız bunu yumuşak huyla, saygıyla yapın. Vicdanınızı temiz tu-
                   tun. Öyle ki, Mesih'e bağlı olarak sürdürdüğünüz olumlu yaşamı kı-
                   nayanlar size ettikleri iftiradan utansınlar. İyilik edip acı çekmek
                   –eğer Allah'ın isteği buysa– kötülük yapıp acı çekmekten daha iyidir.
                   (Petrus'un 1. Mektubu, 3:13-17)

                   Başınızın üzerine de ant içmeyin. Çünkü saçınızın tek telini ak ya da
                   kara edemezsiniz. 'Evet'iniz evet, 'hayır'ınız hayır olsun. Bundan
                   fazlası şeytandandır. (Matta, 5:36-37)

                   Kardeşlerim, öncelikle şunu söyleyeyim, ne gök üzerine, ne yer üzeri-

                   ne, ne de başka bir şey üzerine yemin edin. 'Evet'iniz evet, 'ha-
                   yır'ınız hayır olsun ki, yargıya [hesap gününde azaba] uğramaya-
                   sınız. (Yakup'un Mektubu, 4:12)






                                              284
   281   282   283   284   285   286   287   288   289   290   291