Page 341 - İncil'den Güzel Sözler
P. 341

Harun Yahya (Adnan Oktar)






                 kan İsa, "Bir eksiğin var" dedi. "Git neyin varsa sat, parasını
                 yoksullara ver; böylece gökte [ahirette] hazinen olur. Sonra
                 gel, beni izle." Bu sözler üzerine adamın yüzü asıldı, üzüntü içinde

                 oradan uzaklaştı. Çünkü çok malı vardı. İsa çevresine göz gezdirdik-
                 ten sonra öğrencilerine, "Varlıklı kişilerin [infak etmedikleri süre-
                 ce] Allah Egemenliği'ne [cennete] girmesi ne güç olacak!" dedi. Öğ-
                 renciler onun sözlerine şaştılar... Birbirlerine, "Öyleyse kim kurtula-
                 bilir?" diyorlardı... Petrus ona [Hz. İsa (as)'a], "Bak, biz herşeyi bı-
                 rakıp senin ardından geldik" demeye başladı. "Size doğrusunu söyle-
                 yeyim" dedi İsa, "[Allah rızası için] benim ve Müjde'nin [Allah'ın
                 emirlerinin] uğruna evini, kardeşlerini, anne ya da babasını, çocukla-
                 rını ya da topraklarını bırakıp da şimdi, bu çağda çekeceği zulümler-
                 le birlikte yüz kat daha fazla eve, kardeşe, anneye, çocuğa, toprağa ve
                 gelecek çağda sonsuz yaşama [cennete] kavuşmayacak hiç kimse yok-
                 tur. Ne var ki, birincilerin birçoğu sonuncu, sonuncuların birçoğu da
                 birinci olacak." (Markos, 10:17-31; Matta, 19:16-30; Luka, 18:18-30)

                 Hananya adında bir adam, karısı Safira'nın onayıyla bir mülk sattı,

                 paranın bir kısmını kendine saklayarak gerisini getirip elçilerin buy-
                 ruğuna verdi. Karısının da olup bitenlerden haberi vardı. Petrus ona,
                 "Hananya, nasıl oldu da şeytana uydun... yalan söyleyip mül-
                 kün parasının bir kısmını kendine sakladın?" dedi. "Mülk satıl-
                 madan önce sana ait değil miydi? Sen onu sattıktan sonra da parayı
                 dilediğin gibi kullanamaz mıydın? Neden yüreğinde böyle bir düzen
                 kurdun? Sen insanlara değil, Allah'a yalan söylemiş oldun."
                 (Elçilerin İşleri, 5:1-4)
















                                            339
   336   337   338   339   340   341   342   343   344   345   346