Page 110 - Pişman Olmadan Önce
P. 110

Pişman Olmadan Önce


             nun izlerinin fosil kayıtlarında bulunamadığı, teorinin açıklaya-
             madığı sorulardandır. Ancak öncelikle, iddia edilen evrim süreci-
             nin ilk basamağı üzerinde durmak gerekir. Sözü edilen o "ilk hüc-
             re" nasıl ortaya çıkmıştır?

                Evrim teorisi, Yaratılış'ı cahilce reddettiği için, o "ilk hücre"nin,
             hiçbir plan ve düzenleme olmadan, doğa kanunları içinde kör tesa-
             düflerin ürünü olarak meydana geldiğini iddia eder. Yani teoriye
             göre, cansız madde tesadüfler sonucunda ortaya canlı bir hücre çı-
             karmış olmalıdır. Ancak bu, bilinen en temel biyoloji kanunlarına
             aykırı bir iddiadır.


                "Ha yat Ha yat tan Ge lir"

                Darwin, kitabında hayatın kökeni konusundan hiç söz etme-
             mişti. Çünkü onun dönemindeki ilkel bilim anlayışı, canlıların çok
             basit bir yapıya sahip olduklarını varsayıyordu. Ortaçağ'dan beri
             inanılan "spontane jenerasyon" adlı teoriye göre, cansız maddele-
             rin tesadüfen biraraya gelip, canlı bir varlık oluşturabileceklerine
             inanılıyordu. Bu dönemde böceklerin yemek artıklarından, farele-
             rin de buğdaydan oluştuğu yaygın bir düşünceydi. Bunu ispatla-

             mak için de ilginç deneyler yapılmıştı. Kirli bir paçavranın üzerine
             biraz buğday konmuş ve biraz beklendiğinde bu karışımdan farele-
             rin oluşacağı sanılmıştı.
                Etlerin kurtlanması da hayatın cansız maddelerden türeyebildi-
             ğine bir delil sayılıyordu. Oysa daha sonra anlaşılacaktı ki, etlerin
             üzerindeki kurtlar kendiliklerinden oluşmuyorlar, sineklerin geti-
             rip bıraktıkları gözle görülmeyen larvalardan çıkıyorlardı. Dar-

             win'in Türlerin Kökeni adlı kitabını yazdığı dönemde ise, bakteri-
             lerin cansız maddeden oluşabildikleri inancı, bilim dünyasında
             yaygın bir kabul görüyordu.
                                          108
   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115