Page 124 - Pişman Olmadan Önce
P. 124

Pişman Olmadan Önce


             dünya'nın farklı bölgelerinde aynı dönemlerde yaşadıklarını gös-
             termektedir. (Alan Walker, Science, c. 207, 1980, s. 1103; A. J. Kelso,
             Physical Antropology, 1. baskı, New York: J. B. Lipincott Co., 1970, s.

             221; M. D. Leakey, Olduvai Gorge, c. 3, Cambridge: Cambridge Uni-
             versity Press, 1971, s. 272)
                Evrimciler "Australopithecus > Homo habilis > Homo erectus >
             Homo sapiens" sıralamasını yazarken, bu türlerin her birinin, bir
             sonrakinin atası olduğu izlenimini verirler. Oysa paleoantropolog-
             ların son bulguları, Australopithecus, Homo habilis ve Homo erec-

             tus'un dünya'nın farklı bölgelerinde aynı dönemlerde yaşadıklarını
             göstermektedir. (Alan Walker, Science, c. 207, 1980, s. 1103; A. J.
             Kelso, Physical Antropology, 1. baskı, New York: J. B. Lipincott Co.,
             1970, s. 221; M. D. Leakey, Olduvai Gorge, c. 3, Cambridge: Cam-
             bridge University Press, 1971, s. 272)
                Dahası Homo erectus sınıflamasına ait insanların bir bölümü
             çok modern zamanlara kadar yaşamışlar,.Homo erectus ve Homo

             sapiens aynı ortamda yan yana bulunmuşlardır. (Jeffrey Kluger,
             “Not So Extinct After All”, Time, 24 Haziran 2001)
                Bu ise elbette bu sınıfların birbirlerinin ataları oldukları iddiası-
             nın geçersizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Harvard Üniversitesi
             paleontologlarından Stephen Jay Gould, kendisi de bir evrimci ol-
             masına karşın, Darwinist teorinin içine girdiği bu çıkmazı şöyle

             açıklar:
                Eğer birbiri ile paralel bir biçimde yaşayan üç farklı hominid (insanım-
                sı) çizgisi varsa, o halde bizim soy ağacımıza ne oldu? Açıktır ki, bunla-

                rın biri diğerinden gelmiş olamaz. Dahası, biri diğeriyle karşılaştırıldı-
                ğında evrimsel bir gelişme trendi göstermemektedirler. (S. J. Gould, Na-
                tural History, c. 85, 1976, s. 30)

                                          122
   119   120   121   122   123   124   125   126   127   128   129