Page 231 - Darwinizmin Kanlı İdeolojisi Faşizm
P. 231

Harun Yahya (Adnan Oktar)               229







               ce net ve kusursuzdur. Bir insan kula¤›, hiçbir zaman müzik setinde oldu¤u gibi
               c›z›rt›l› veya parazitli alg›lamaz; ses ne ise tam ve net bir biçimde onu alg›lar. Bu
               durum, insan yarat›ld›¤› günden bu yana böyledir. fiimdiye kadar insano¤lunun
               yapt›¤› hiçbir görüntü ve ses cihaz›, göz ve kulak kadar hassas ve baflar›l› birer al-
               g›lay›c› olamam›flt›r. Ancak görme ve iflitme olay›nda, tüm bunlar›n ötesinde, çok
               büyük bir gerçek daha vard›r.


                    Beynin ‹çinde Gören ve Duyan fiuur Kime Aittir?
                    Beynin içinde, ›fl›l ›fl›l renkli bir dünyay› seyreden, senfonileri, kufllar›n c›v›l-
               t›lar›n› dinleyen, gülü koklayan kimdir?
                    ‹nsan›n gözlerinden, kulaklar›ndan, burnundan gelen uyar›lar, elektrik sinya-
               li olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyokimya kitaplar›nda bu görüntü-
               nün beyinde nas›l olufltu¤una dair birçok detay okursunuz. Ancak, bu konu hak-
               k›ndaki en önemli gerçe¤e hiçbir yerde rastlayamazs›n›z: Beyinde, bu elektrik sin-
               yallerini görüntü, ses, koku ve his olarak alg›layan kimdir? Beynin içinde göze, ku-
               la¤a, burna ihtiyaç duymadan tüm bunlar› alg›layan bir fluur bulunmaktad›r. Bu
               fluur kime aittir?
                    Elbette bu fluur beyni oluflturan sinirler, ya¤ tabakas› ve sinir hücrelerine ait
               de¤ildir. ‹flte bu yüzden, herfleyin maddeden ibaret oldu¤unu zanneden Darwi-
               nist-materyalistler bu sorulara hiçbir cevap verememektedirler. Çünkü bu fluur,
               Allah'›n yaratm›fl oldu¤u ruhtur. Ruh, görüntüyü seyretmek için göze, sesi duy-
               mak için kula¤a ihtiyaç duymaz. Bunlar›n da ötesinde düflünmek için beyne ihti-
               yaç duymaz.
                    Bu aç›k ve ilmi gerçe¤i okuyan her insan›n, beynin içindeki birkaç santimet-
               reküplük, kapkaranl›k mekana tüm kainat› üç boyutlu, renkli, gölgeli ve ›fl›kl› ola-
               rak s›¤d›ran yüce Allah'› düflünüp, O'ndan korkup, O'na s›¤›nmas› gerekir.


                    Materyalist Bir ‹nanç
                    Buraya kadar incelediklerimiz, evrim teorisinin bilimsel bulgularla aç›kça çe-
               liflen bir iddia oldu¤unu göstermektedir. Teorinin hayat›n kökeni hakk›ndaki iddi-
               as› bilime ayk›r›d›r, öne sürdü¤ü evrim mekanizmalar›n›n hiçbir evrimlefltirici et-
               kisi yoktur ve fosiller teorinin gerektirdi¤i ara formlar›n yaflamad›klar›n› göster-
               mektedir. Bu durumda, elbette, evrim teorisinin bilime ayk›r› bir düflünce olarak
               bir kenara at›lmas› gerekir. Nitekim tarih boyunca dünya merkezli evren modeli
               gibi pek çok düflünce, bilimin gündeminden ç›kar›lm›flt›r. Ama evrim teorisi ›srar-
               la bilimin gündeminde tutulmaktad›r. Hatta baz› insanlar teorinin elefltirilmesini
               "bilime sald›r›" olarak göstermeye bile çal›flmaktad›rlar. Peki neden?..
                    Bu durumun nedeni, evrim teorisinin baz› çevreler için, kendisinden asla vaz-
   226   227   228   229   230   231   232   233   234   235   236