Page 140 - Dinsizliğin Dini ile Mücadele
P. 140

138               “D‹NS‹ZL‹⁄‹N D‹N‹” ‹LE MÜCADELE

            mek art›klar›ndan, farelerin de bu¤daydan olufltu¤u yayg›n bir
            düflünceydi. Bunu ispatlamak için de ilginç deneyler yap›lm›flt›.
            Kirli bir paçavran›n üzerine biraz bu¤day konmufl ve biraz bek-
            lendi¤inde bu kar›fl›mdan farelerin oluflaca¤› san›lm›flt›.
               Etlerin kurtlanmas› da hayat›n cans›z maddelerden türeyebil-
            di¤ine bir delil say›l›yordu. Oysa daha sonra anlafl›lacakt› ki, et-
            lerin üzerindeki kurtlar kendiliklerinden oluflmuyorlar, sinekle-
            rin getirip b›rakt›klar› gözle görülmeyen larvalardan ç›k›yorlard›.
                 Darwin'in Türlerin Kökeni adl› kitab›n› yazd›¤› dönemde
            ise, bakterilerin cans›z maddeden oluflabildikleri inanc›, bilim
            dünyas›nda yayg›n bir kabul görüyordu.
                 Oysa Darwin'in kitab›n›n yay›nlanmas›ndan befl y›l sonra,
            ünlü Frans›z biyolog Louis Pasteur, evrime temel oluflturan bu
            inanc› kesin olarak çürüttü. Pasteur yapt›¤› uzun çal›flma ve de-
            neyler sonucunda vard›¤› sonucu flöyle özetlemiflti:
                "Cans›z maddelerin hayat oluflturabilece¤i iddias› art›k ke-
                sin olarak tarihe gömülmüfltür." (Sidney Fox, Klaus Dose,
                Molecular Evolution and The Origin of Life, New York:
                Marcel Dekker, 1977, s. 2)
                 Evrim teorisinin savunucular›, Pasteur'ün bulgular›na kar-
            fl› uzun süre direndiler. Ancak geliflen bilim, canl› hücresinin
            karmafl›k yap›s›n› ortaya ç›kard›kça, hayat›n kendili¤inden olu-
            flabilece¤i iddias›n›n geçersizli¤i daha da aç›k hale geldi.


                 20. Yüzy›ldaki Sonuçsuz Çabalar

                 20. yüzy›lda hayat›n kökeni konusunu ele alan ilk evrim-
            ci, ünlü Rus biyolog Alexander Oparin oldu. Oparin, 1930'lu
            y›llarda ortaya att›¤› birtak›m tezlerle, canl› hücresinin tesadü-
            fen meydana gelebilece¤ini ispat etmeye çal›flt›. Ancak bu ça-
   135   136   137   138   139   140   141   142   143   144   145