Page 140 - Allah İçin Yaşamak
P. 140

Allah İçin Yaşamak


             karşılaşma için insanların toplandığı bir bayram gününü ve kuşluk
             vaktini seçer. Hz. Musa (as) büyücülerle karşılaştığında, büyücülere
             önce onların marifetlerini sergilemelerini emreder. Bu olayın anlatıl-
             dığı ayet şöyledir:

                (Musa:) "Siz atın" dedi. (Asalarını) atınca, insanların gözlerini
                büyülediler, onları dehşete düşürdüler ve (ortaya) büyük bir sihir
                getirmiş oldular. (Araf Suresi, 116)
                Görüldüğü gibi Firavun'un büyücüleri yaptıkları "aldatmacalar"la

             -Hz. Musa (as) ve ona inananlar dışında- insanların hepsini büyüle-
             yebilmişlerdir. Ancak, onların attıklarına karşılık Hz. Musa (as)'ın
             ortaya koyduğu delil, onların bu büyüsünü, ayette bildirildiği gibi
             "uydurduklarını yutmuş" yani etkisiz kılmıştır:
                Biz de Musa'ya: "Asanı fırlat" diye vahyettik. (O da fırlatınca) bir
                de baktılar ki, o bütün uydurduklarını derleyip-toparlayıp yutu-
                yor. Böylece hak yerini buldu, onların bütün yapmakta oldukları
                geçersiz kaldı. Orada yenilmiş oldular ve küçük düşmüşler olarak
                tersyüz çevrildiler. (Araf Suresi, 117-119)

                Daha önce örneğini verdiğimiz bu kıssada, Hz. Musa (as)'ın can-
             sız bir tahta parçası olan asasını atması, bu asanın hemen canlanması
             ve diğer her şeyi yutan tam teşekküllü bir varlık haline gelmesi, Fi-

             ravun ve taraftarlarının sahte düzenlerini –yani evrimi– altüst etmiş-
             tir. Ayetlerde bildirildiği gibi, daha önce insanları büyüleyerek
             etkileyen bu kişilerin yaptıklarının bir sahtekarlık olduğunun anla-
             şılması ile söz konusu insanlar küçük düşmüşlerdir. Günümüzde de
             bir büyünün etkisiyle, bilimsellik kılıfı altında son derece saçma id-
             dialara inanan ve bunları savunmaya hayatlarını adayanlar, eğer bu

             iddialardan vazgeçmezlerse gerçekler tam anlamıyla açığa çıktığında
             ve "büyü bozulduğunda" küçük duruma düşeceklerdir. Nitekim, yak-

                                          138
   135   136   137   138   139   140   141   142