Page 61 - Güzel Söze Uymanın Önemi
P. 61
Harun Yahya (Adnan Oktar) 59
ADNAN OKTAR: Aleyhine bir şey olacak zannediyor. Eğlencesi
kaçacak, mutluluğu kaçacak, neşesi kaçacak zannediyor. Hâlbuki
bilakis bir kere en büyük zevki elde eder. Derin sevmeyi elde
eder. Dünyadaki en büyük zevktir. Nefs zevkidir. En büyük nefs
zevkini kazanmış olur. Ne bu bir lokantada yemek yemeye
benzer, ne bir turistik geziye benzer, ne bir müzik dinlemeye
benzer; bütün zevklerin çok çok üstünde kıyaslanmayacak bir
boyuttur. Zevk boyutudur. Bir altıncı histir. Bunu kazanır
mümin. Ki bu zevki kazanan için 24 saat çok zevklidir, her şey-
den çok zevk alır. Ufacık bir şey bile onda derin zevk meydana geti-
rir. Ama öbür insanlar her şey var, parası da var, yiyeceği, içeceği var,
zenginliği var ama bir türlü mutlu olmuyor. Yiyecekleri onu rahatsız
eder yani onu ölüme götüren kolesterol yükleri olarak görür onları,
öyle başına bela gibi görür. Evinin her an yanmasından, evinin elinden
alınmasından, ekonomik yönden açmaza girip batmaktan… Bu tarz
korkulardan bir türlü yakasını kurtaramaz. Çocuğunu okula gönderir
mesela onun derdinde olur. Acaba arabamı çarptı? Bir şey mi oldu?
Kendisinin bayağı dertleri olur. İşte gözüne bir şey olur; acaba gözüm-
de kanser mi başladı? Dudağında bir şey meydana gelir; acaba kan-
ser mi başladı? Bir yerine bakar ur mu acaba? Yok apandistim mi
çıktı? Her gün bir endişe ve acı içerisindedir. Bir tek kendi adına değil,
ailesi adına da acı ve korku içersindedir. Ve dolayısıyla sinirleri çok
bozuk oluyor. Sürekli ya sigara içiyorlar yahut hırçın ve saldırgan olu-
yorlar veyahut uyuşturucuya başlıyorlar, bütün dünyada biliyorsunuz
çok yaygın. Amerika’da ana konudur. Uyuşturucu içmeyen, kokain,
esrar içmeyen insan çok çok nadirdir. Devlet yöneticilerinden tutun,
halkın en zeminde uç kısımlarına kadar da bu yaygındır. (Sayın Adnan
Oktar’ın Kanal 35’deki Röportajından, 14 Şubat 2009)