Page 237 - Karanlık Tehlike Bağnazlık
P. 237

Adnan Oktar
                                       (Harun Yahya)




             ona: "Onlara yaptığın harcamalarda sana elbette sevap var-

             dır" diye cevap verir. (İbn Sa'd, et-Tabakât, VIII, 290;
             Nuaym, Hilye, II, 69; İbnu'l-Esîr, Usdu'l-Gabe, VII, 121)

                 Görüldüğü gibi Peygamberimiz (sav) dönemi kadınları
             evlerini geçindiren, aile hayatında sözü geçen kadınlardır;
             Peygamberimiz (sav) de bu gayreti övmektedir.

                 Peygamberimiz (sav) döneminde Eşlem kabilesinden
             Kuaybe bint Sa'd'ın hastaları ve yaralıları tedavi ettiği kayde-
             dilmektedir. Yani kadınlar Peygamberimiz (sav) döneminde

             doktorluk yapmaktadırlar. Nitekim Habeşistan'a hicret eden,
             zeki, görgülü ve tecrübeli bir kadın olan Esma bint Umeys'in
             de iyi bir doktor olduğu bilinmektedir. Ümmü Seleme, Esma
             bint Umeys'in Hz. Peygamber (sav)'e "Hindistan ve
             Yemen'den getirilen bitkiler ve zeytin yağı ile bir ilaç" yaptığı-

             nı söyler. Bu rivayette, Esma'nın, bu ilacın yapımını Habeşis-
             tan'da öğrendiği de ifade edilmektedir. (İbn Sa'd, a.g.e, II, 236)

                 Hz. Peygamber (sav) devrinde, Medine'de attarlık (güzel
             koku satıcılığı) yapan kadınlardan bazılarının isimleri veril-
             mektedir. Bunlardan biri olan Müleyke Ümmü's-Saib el-Saka-
             fıyye, güzel koku satmak için Hz. Peygamberin huzuruna

             girer. Yani Peygamberimiz (sav) dönemi kadınları satıcılık da
             yapmaktadırlar.
                 Tüm diğer Müslümanlarla birlikte savaşa katılan kadın

             sahabenin durumunu en mükemmel anlatan rivayetlerden bir
             tanesi de aşağıdaki şekildedir:


                 "Müminlerin gafletinden faydalanan müşrikler öyle-

                 sine girdiler ki savaş meydanına Rasulun etrafında
                 onu korumakla görevli 10-12 kişilik bir grup da sava-
                 şa girmek zorunda kaldı. Bir anda yapayalnız kalan



                                               235
   232   233   234   235   236   237   238   239   240   241   242