Page 275 - Karanlık Tehlike Bağnazlık
P. 275
Adnan Oktar
(Harun Yahya)
Yukarıda yer verdiğimiz uydurma hadisten yola çıkarak
konuyu biraz genişletelim.
Genel olarak kadına bakış açısı böylesine ürkütücü detaylarla
dolu bir insanın kendi annesine, kız kardeşine, kendi kızına bakış
açısı da kuşkusuz benzer şekilde olacaktır. Onlara yönelteceği,
sevgi ve saygı anlayışı hastalıklı olacak, bu sahte sözde geçen man-
tığın bir yansıması şeklinde kendisini gösterecek ve ister istemez
bakış açısı sadece aşağılamak üzerine kurulu olacaktır.
Açıktır ki, mevzu hadislerdeki tanımda sevgiye değil nefrete
teşvik vardır. Söz konusu mevzu hadislerde tarif edilen kadına
saygı duyulabilmesi adeta imkansızdır. Sevgiden zaten tek bir
bahis dahi geçmemektedir. Allah'ın Kuran'da temel şart olarak
belirttiği bu muhteşem duygu, Allah'ın kainatı yaratma amacı olan
sevgi adeta unutulmuştur. Bu nasıl bir dindir ki bu kadar çok düş-
manı vardır ve bunun en başlıcaları kadınlardır?
Böyle bir din kuşkusuz ki Kuran'daki hak din değildir.
Ayrıca şunu da belirtmek gerekir: Kuran'da hüsn-ü zan yani
güzel zanla bakmak esastır. Deliller, şahitler olmadan zanda bulun-
mak haramdır. Dolayısıyla karşı taraf sırf kadın olduğu için ona
yönelik "haindir, giyim kuşam konusunda hırslıdır, hırsızlığa eği-
limlidir, sinsidir, hilekardır, kibirlidir" gibi önyargıyla ve direkt
hükümle yaklaşmak Kuran'a göre sui zan yani kötü zandır. Dolayı-
sıyla yalan ve haramdır. Bir insana hilekar diyebilmemiz için ger-
çekten sahtekarlığına, samimiyetsizliğine şahit olmamız gerekir.
Bir kişiyi hırsızlıkla itham edebilmemiz için bu kişinin kendine ait
olmayan bir malı çaldığını ispatlamamız gerekir. Delilleri, şahitleri
olmaksızın bir insana sırf kadın olduğu için bu gibi ithamlarda
bulunmak Kuran'a göre iftira hükmüne girer. İftirayı atan da zalim
olur. Ancak bağnazlar Kuran hükümlerinden habersiz, bambaşka
273