Page 419 - Karanlık Tehlike Bağnazlık
P. 419
Adnan Oktar
(Harun Yahya)
Bu ayetlerdeki hitap Kitap Ehlinin içinden çıkmış bir toplu-
luğadır. Fakat bu topluluğun özelliği fasıklık yapmış, "kendisin-
den sakındırıldıkları şeyi yapmada ısrar edip başkaldırmış", dini
alaya almış "inkarcı", bir topluluk olmasıdır. Kitap Ehli sözü, yalnız-
ca bu iki yüzlü insanların hangi topluluk içinden çıktığını belirtmek
için kullanılmıştır.
Maide Suresi 60. ayetten hemen önceki ayetlere baktığımızda bu
tanımlamaların tümünü görebiliriz. 57. ayette, "sizden önce kendi-
lerine kitap verilenlerden dininizi alay ve oyun (konusu) edinen-
leri ve kafirleri dostlar (veliler) edinmeyin" ifadesiyle "sizden önce"
yani Müslümanlardan önce, "kendilerine kitap verilenler" yani Mus-
evi ve Hristiyanlardan inkarcı olan ve dini alay ve oyun konusu
edinen kişilerden bahsedilmektedir. Tekrar belirtelim, burada Mus-
evi ve Hristiyanların tamamından bahsedilmemekte, onların arasın-
dan çıkmış dinsiz, yani inkarcı aynı zamanda da saldırgan ve alaycı
olan münafık bir topluluktan bahsedilmektedir. Böyle bir topluluk
sadece Müslümanlar için değil, Musevi ve Hristiyanlar için de
büyük bir tehdit ve beladır. Ve böyle bir topluluk onların içinden
çıkabildiği gibi Müslümanların içinden de çıkabilir.
Burada ve aşağıda açıkladığımız bu konudaki tüm ayetlerde
geçen inkarcı kelimesinin yanlış anlaşılmaması için şu konunun
belirtilmesi gerekir: Bir insan bir dine inanabilir veya inanmayabilir.
Bu konuda özgürdür ve bu kendi vicdanıyla karar vereceği bir
durumdur. Bir dindar, asla dini kabul etmeyen bir kişiye kendi fikir-
lerini dayatamaz. Bu dayatma Kuran'da yasaklanmıştır. Hatta daha
önceki bölümlerde gördüğümüz gibi bir Müslüman inkar eden bir
insanı dahi canı pahasına korumakla görevlendirilmiştir.
Fakat o inkarcı eğer dini alay ve oyun konusu eder, dolayısıyla
dindarlara ve onların değerlerine zarar vermeye çalışırsa, saygıyı ve
şefkati bırakıp düşmanca davranırsa, hatta saldırganlaşırsa işte o
417