Page 123 - İmanın Güzellikleri
P. 123
yüzyılların birikimi olan batıl bir anlayış şek-
linde, nesilden nesile aktarılarak günümüze dek
ulaşmıştır.
Bu yaygın batıl anlayışa göre, öncelikli görülen
hükümler ihmal edilince vicdani bir rahatsızlık duyulabilir.
Ancak Kuran'da yer almasına rağmen, aynı derecede önem ver-
ilmeyen emir ve yasaklar ihmal edilince kişi hiçbir rahatsızlık
hissetmez. Kuran'da farz olduğu açıkça bildirilen birçok konu,
"yaparsan sevaptır, yapmazsan da bir şey olmaz" gibi son
derece yanlış bir mantıkla değerlendirilir. Sakınılması gereken
yasaklar ise, "Allah affeder" mantığıyla rahatlıkla çiğnenir. Oysa
Kuran'ın hiçbir ayetinde böyle bir ölçüden bahsedilmemektedir.
Günde 5 vakit kılınan namaz, oruç gibi ibadetler nasıl Allah'ın
kesin emirleriyse, Kuran'da bildirilen diğer emir ve yasaklar da
aynı şekilde tüm müminlerin uymaları gereken kesin hüküm-
lerdir. Bu konuyu şöyle bir örnekle açıklayabiliriz. Bir kimse
toplumun ahlaki baskısının da etkisiyle zina veya hırsızlık gibi
Kuran'da yasaklanan tavırlardan sakınıyor olabilir. Ancak bu
kişi vicdanı rahat bir şekilde, başkaları hakkında dedikodu
yapabiliyor, müminlere iftira atabiliyor, yapmayacağı bir şeyi
söylüyor, Allah'ın ayetlerini inkar eden insanlarla dostluk kura-
biliyorsa ya da ihtiyacından arta kalanı infak etmiyor, Kuran'da
bildirilen vakitlerde Allah'ı tesbih edip hamd etmiyor, bu ve
benzeri emirlere uyup, Kuran'da tarif edilen yasaklardan tavır-
lardan sakınmayı kendince önemsiz görüyorsa, bu kimsenin
Kuran'da anlatılan İslam dinini ve mümin karakterini tam
olarak yaşadığı söylenemez.
Bu kişi her ne kadar Müslüman olduğunu
söylese de, aslında toplumun çeşitli örf ve adet-
lerinden derlenmiş, arasına biraz da İslami
121