Page 149 - İmanın Güzellikleri
P. 149

Harun Yahya (Adnan Oktar)


           vaz ge çil mez ha le gel miş çir kin alış kan lık lar dır. Ca hi li ye nin ga yet do ğal
           kar şı la dı ğı bu alış kan lık la rın as lın da ne ka dar ra hat sız lık ve ren ha re ket ler
           ol du ğu ayet te ki gıy bet le il gi li ben zet me den de an la şı la bi lir. Ay rı ca bir baş  -
           ka ayet te de 'ar ka dan çe kiş ti ren ler' hak kın da Al lah'ın bü yük bir uya rı sı ye r

           al mak ta dır. Ayet te şöy le hük me di lir:
                Ar ka dan çe kiş ti rip du ran, kaş göz ha re ket le riy le alay eden her
                ki şi nin vay ha li ne... (Hü me ze Su re si, 1)
                Ha yır; an dol sun o, 'hu ta me'ye atı la cak tır. "Hu ta me"nin ne ol -
                du ğu nu sa na bil di ren ne dir? Al lah'ın tu tuş tu rul muş ate şi dir.
                (Hü me ze Su re si, 4-6)
                Görüldüğü gibi ayetin devamında, bu davranış biçimini benimseyen-

           lere yönelik kesin bir cehennem uyarısı vardır. Bu kötü ahlakın müminle-
           rin çok dikkatli olmaları gereken Kuran dışı bir davranış olduğu
           açıktır.İnkarcıların birbirlerine olan kin, haset ve çekememezliğinden kay-
           naklanan tecessüs, gıybet gibi davranışları şeytan müminlere makul göste-
           rebilmek için din adına yaptırmaya çalışabilir. Örneğin hata ve eksiklikleri
           olan bir müminin, arkasından çekiştirmeyi onun iyiliği ya da dinin menfaa-
           ti için yapılması gereken bir hareketmiş gibi göstermeye çalışabilir. Oysa
           Allah Kuran'da müminleri bu davranıştan kesin olarak menetmiştir.
                Ayette bildirilen müminlerin sakınması gereken hatalar içinde bir

           diğer tavır da "zanda bulunmamak"tır. Gıybet ve tecessüs zanna göre
           daha somut, yani dıştan görülebilen hatalardır. Bu nedenle bu hataları
           yapanları gören diğer müminler onları uyarıp bu davranıştan menetme
           imkanına sahip olabilirler. Ancak zan, kalpte beliren ve açığa vurulma-
           dıkça müminin yalnız kendisinin tespit edip önlem alabileceği bir olaydır.
           Bunu yapmaz da gaflete dalarsa, kendi kendine düşünürken ayette günah
           sayılan birçok kötü zanda bulunabilir. Buradan müminin yalnızca yaptık-

           larından değil, niyetinden, duygu ve düşüncelerinden de sorumlu oldu-
           ğunu anlamaktayız. Kitap boyunca inceleyeceğimiz, kin, haset, korku,
           sevgi ve buna benzer birçok kavram da sorumlu olunan bu duygular-
           dandır. Bu nedenle, müminin aklından geçirdikleri ve hissettikleri Allah'ın
           sınırlarını aşmamalıdır. Kuran'ın ve sünnetin rehberliğinde duygu ve
           düşüncelerini terbiye eden insan ise şüphesiz en doğru yola ulaşır.



                                            147
   144   145   146   147   148   149   150   151   152   153   154