Page 172 - Kainattaki Kusursuzluk Tesadüf Değildir
P. 172

170                       KAİNATTAKİ KUSURSUZLUK TESADÜF DEĞİL







                                            le yi ver di ler, on la rı deh şe te dü şür dü -
                                            ler ve (or ta ya) bü yük bir si hir ge tir -
                                            miş ol du lar. (Araf Su re si, 116)

                                            Görüldüğü gibi Firavun’un büyücüleri
                                        yaptıkları “aldatmacalar”la -Hz. Musa (as)
                                        ve ona inananlar dışında- insanların hepsini
                                        büyüleyebilmişlerdir. Ancak, onların attık-
                                        larına karşılık Hz. Musa (as)’ın ortaya koy-
                                        duğu delil, onların bu büyüsünü, ayette bil-

                                        dirildiği gibi “uydurduklarını yutmuş” yani
                                        etkisiz kılmıştır:
                                            Biz de Mu sa'ya: "Asa nı fır la tı ver" di -
                                            ye vah yet tik. (O da fır la tı ve rin ce) bir
                                            de bak tı lar ki, o bü tün uy dur duk la rı -
                                            nı der le yip-to par la yıp yu tu yor. Böy -
                                            le ce hak ye ri ni bul du, on la rın bü tün
                                            yap mak ta ol duk la rı ge çer siz kal dı.
                                            Ora da  ye nil miş  ol du lar  ve  kü çük
                                            düş müş ler ola rak ters yüz çev ril di ler.
                                            (Araf Su re si, 117-119)
                                            Ayetlerde de bildirildiği gibi, daha ön-
                                        ce insanları büyüleyerek etkileyen bu kişile-
                                        rin yaptıklarının bir sahtekarlık olduğunun

                                        anlaşılması ile, söz konusu insanlar küçük
                                        düşmüşlerdir. Günümüzde de bir büyünün
                                        etkisiyle, bilimsellik kılıfı altında son derece
                                        saçma iddialara inanan ve bunları savunma-
                                        ya hayatlarını adayanlar, eğer bu iddialar-
                                        dan vazgeçmezlerse gerçekler tam anlamıy-
                                        la açığa çıktığında ve “büyü bozulduğunda”
   167   168   169   170   171   172   173   174   175   176   177