Page 82 - Hazreti Muhammed (sav)
P. 82

Hazreti Muhammed (sav)


                          devlet başkanı olması itibariyle, her kesimden
                          insanla sürekli irtibat halinde olmuş; devlet ve ka-
                    bile reislerinden zengin kimselere, fakir, zayıf, kimsesiz ye-
                    timlerden kadın ve çocuklara kadar herkesle görüşmüştür.
                    Tüm bu sosyal yapıları, yaşayış tarzları, huyları, alışkan-
                    lıkları birbirinden tamamen farklı olan insanlarla, her alan-
                    da iyi bir diyalog kurmuş, hepsinin gönlünü hoş tutmuş,
                    her birine karşı nezaketli, anlayışlı, sabırlı ve güzel bir tavır
                    göstermiştir.
                        Peygamber Efendimiz (sav)'in çevresinde bulunan ya-
                    kın sahabelerinin aktardıkları olaylardan da anlaşıldığı gi-
                    bi Peygamber Efendimiz (sav), "son derece nazik, nezih,
                    zarif, latif ve ince düşünceli" idi. Edep, terbiye ve görgü ku-
                    rallarını hayatında en güzel ve en ideal şekliyle uygulu-
                    yordu.
                        Hz. Ay şe (ra), "Re su lul lah tan da ha gü zel ah lâ ka sa hip hiç
                    kim se yok tur. As ha bın dan ve ai le sin den bi ri si ken di si ne ses le nin -
                    ce, 'Bu yu run' di ye kar şı lık ve rir di. Bu se bep le Al lah, ona, 'Sen
                    yük sek bir ah lâk üze re sin' bu yur muş tur" di ye rek Peygamber
                                                     29
                    Efendimiz (sav)'de gördüğü güzel ahlakı anlatmıştır.
                        Peygamber Efendimiz (sav)'in evinde yetişen ve yıl-
                    larca ona hizmet eden Hz. Enes (ra), Peygamberimiz
                    (sav)'in eşsiz nezaketini şöyle anlatmıştır:
                        "Ken di si ne bir şey so ra nı can ku la ğıy la din ler, so ru yu so -
                        ran ya nın dan ay rıl ma dık ça, onu terk et mez di. Re su lul lah
                        ile bir kim se to ka la şır sa ve ya bir kim se to ka laş mak için
                        eli ni uzat tı ğın da, kar şı sın da ki ki şi eli ni çek me den Re su -
                        lul lah eli ni çek mez di. Bi riy le yüz yü ze ge lin ce de, kar şı -
                        sın da ki, yü zü nü çe vi rip ay rıl ma dık ça Re su lul lah o kim se -
                        den yü zü nü çe vir mez di. Önü ne otu ran kim se ye hiç bir za -
                        man ayak la rı nı uzat maz dı. Kar şı laş tı ğı kim se ye ön ce ken -
                        di si se lâm ve rir di. As ha bıy la to ka laş ma ya ön ce ken di si
                        baş lar dı."
                        "Sa ha bî le ri ne gü zel un van lar ve rir di. Hz. Ali'ye 'Ebû
                           Tu rab', bir baş ka Sa ha bî si ne 'Ebû Hü rey re' gi bi
                              lâ kap lar ver miş ti. On la ra şe ref ka zan dır mak
                               için, hoş la rı na gi den isim le ça ğı rır dı."





                                               80
   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87