Page 187 - Amerika'nın Göremediği PKK
P. 187
Burada üzerinde durmak istediğimiz husus, çözüm sürecinin baş-
langıcından itibaren Batı'dan bazı kişilerin bu sürece yaklaşımıdır.
Kuşkusuz ülkeler içinde barışın gerçekleşmesi bütün dünya için hoş
karşılanacak bir durumdur ve ülkemizde söz konusu dönem içinde
silahların susmasının Batılı ülkeler tarafından takdirle ve övgüyle kar-
şılanmasında da garip olan bir durum yoktur. Garip olan kısım, Batılı
devletlerden bir kısım sözcülerin Türkiye'ye ilginç önerilerde bulun-
malarıdır. Her ne hikmetse, bu önerilerin tümü PKK'nın lehine olan ve
onların istekleri çerçevesinde şekillendirilmiş önerilerdir. Bu önerilerin
hiçbir kısmında Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğünü
koruyucu ve Türkiye'yi PKK karşısında güçlendiren bir yönlendiril-
mede bulunulmamaktadır. Bunun belki de en önemli sebebi, PKK
yoluyla gerçekleşecek olanların, aslında Batı'nın kendi hedeflerini tem-
sil ediyor olmasıdır.
Bu konuda verilebilecek en önemli örneklerden bir tanesi, ABD
Dışişleri Bakanlığı'nda uzun süredir danışmanlık yapan Neocon David
Phillips'in açıklamalarıdır. Phillips'in 2007 yılında Türkiye'ye yönelik
önerileri dikkat çekicidir. Bu önerilerin başında, PKK ile barış süreci
olduğu takdirde örgüt üyeleri için af ilan edilmesi şartı yer almaktadır.
İkinci temel öneri ise sivil anayasanın hemen yürürlüğe konulmasıdır.
Bunun anlamı ise, yerel yönetimlere önemli haklar verilmesi demektir
ki bölünme için temel unsur bu olacaktır.
ABD'nin Türkiye Eski Büyükelçisi Ross Wilson'un 13-15 Nisan
2009 tarihinde yaptığı açıklamalar ise yine aynı başlıkları içermektedir.
En önemli şart, PKK'lıların mutlaka serbest bırakılması ve ikinci temel
şart ise federalizme yol veren yerel yönetimlerin güçlendirilmesi unsu-
rudur.
Görülebileceği gibi, ABD'den bazı isimlerin Türkiye üzerindeki
temel baskısı, PKK'yı bir barış elçisi gibi göstermek, Öcalan'ın mutlaka
serbest kalmasını sağlamak ve Türkiye'nin bölünmesinin yolunu
Adnan Oktar (Harun Yahya) 185