Page 297 - Amerika'nın Göremediği PKK
P. 297
malı, bu birimler birer güvenlik noktası özelliğini taşırken aynı zaman-
da sağlık, eğitim, sosyal aktiviteler gibi hususlarda da bölge halkına
katkı sağlayacak yaşam alanlarına dönüştürülmelidir. Bölgenin en iyi
ve en kapsamlı şekilde gözetlenebilmesi için MOBESE sistemlerinin
çok profesyonel hale getirilmesi şarttır.
"Düz ovada gerilla savaşı yapan IŞİD'e yenildiğini” 113 itiraf eden
Cemil Bayık hatırlanacağı gibi Die Zeit gazetesine ise,“Türkiye artık
düzenli orduyla bize karşı bir savaş yürütemez” 114 demiştir. Kendilerinin
de yaptığı gibi enseden vuran kahpece saldırılara karşı çaresiz oldu-
ğunu açıkça dile getirirken, Türkiye'yi de –sırf kahpece bir gerilla
mücadelesi yapmadığı için- kendince güçsüz görmektedir. Bunun için
uzun menzilli füze üretiminin veya alımının hızlandırılması ve söz
konusu füzelerin özellikle riskli bölgelere, hatta doğrudan Kandil'e
doğru konuşlandırılması gerekmektedir. Füze kuşkusuz ki tank, tüfek,
top, hatta uçak gibi tüm diğer savunma silahları arasında en etkili ve
en caydırıcı olandır. Bu sebeple menzili oldukça uzun olan füzelere
ağırlık vermek elzemdir.
Bu noktada İran örneğini hatırlatmak yerinde olacaktır. İran,
hatırlanacağı gibi, 2011 yılında PJAK'a (PKK'nın İran kolu) yönelik ola-
rak ani bir operasyon başlatmıştır. Söz konusu operasyon sırasında
İran içlerine girmiş olan PKK militanları geri çevrilmekle kalmamış,
İran Devrim Muhafızları Kandil dağına kadar militanları kovalamış,
PKK'ya ait bir kampı tümüyle ele geçirmiş ve kamplara yönelik kap-
samlı bir operasyona başlamak üzereyken PKK'ya geri çekilmeleri için
süre vermiştir. Irak'taki Peşmergeler de sınırları koruma altına almala-
rı konusunda uyarılmıştır. O dönemde PJAK, şiddetli korku sebebiyle,
İran Devrim Muhafızları'nın verdiği süreden çok önce geri çekilmiş ve
"tek taraflı" ateşkes ilan etmek mecburiyetinde kalmıştır. İran'dan ise
bu tek taraflı ateşkese uymasını "rica etmiştir". Karayılan'ın o dönem-
deki açıklamaları, İran yönteminin PKK'nın üzerinde nasıl bir deprem
etkisi yarattığını açıkça göstermektedir:
Adnan Oktar (Harun Yahya) 295