Page 396 - Amerika'nın Göremediği PKK
P. 396

Neo-Dar wi nizm ve mu tas yon lar
                 N
                 Dar wi nist ler ise bu du ru ma bir çö züm bu la bil mek için 1930'la rın
            son la rın da, "Mo dern Sen te tik Te ori"yi ya da da ha yay gın is miy le neo-
            Dar wi nizm'i or ta ya at tı lar. Neo-Dar wi nizm, do ğal se lek si yo nun ya nı-
            na "fay da lı de ği şik lik se be bi" ola rak mu tas yon la rı, ya ni can lı la rın gen-
            le rin de rad yas yon gi bi dış et ki ler ya da kop ya la ma ha ta la rı so nu cun da
            olu şan  bo zul ma la rı  ek le di.  Bugün  de  hala  bilimsel  olarak  geçersiz
            olduğunu bilmelerine rağmen, Darwinistlerin savunduğu model neo-
            Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türünün,

            bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organla-
            rının "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonu-
            cunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan açık
            bir bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmezler, aksi-
            ne her zaman için canlılara zarar verirler.

                 Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahip-
            tir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak zarar
            verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:







                                                               Ev rim ci ler yüz yı lın ba şın-
                                           bacak
                                                               dan be ri si nek le ri mu tas yo-
                 anten
                                                               na uğ ra ta rak, fay da lı mu -
                              gözler
                                                               tas yon ör ne ği oluş tur ma ya
                                                               ça lış tı lar. An cak on  yıl lar ca
                                                               sü ren bu ça ba la rın so nu-
                                                               cun da el de edi len tek so -
                                                               nuç, sa kat, has ta lık lı ve ku -
                                                               sur lu si nek ler ol du. En
                                                               solda, nor mal bir mey ve si -
                                                               ne ği nin ka fa sı ve sağ da
                                                               mu tas yo na uğ ra mış di ğer
                             ağız
                                                               bir mey ve si ne ği.






      394 Amerika'nın Göremediği PKK
   391   392   393   394   395   396   397   398   399   400   401