Page 89 - Kuran Bilgisi
P. 89

HESAP GÜNÜNÜ YARATANDIR
          “K›yamet günü ne zamanm›fl” diye sorar. Ama göz ‘kamafl›p da kayd›-
          ¤›,’ Ay karard›¤›, Günefl ve ay birlefltirildi¤i zaman; ‹nsan o gün: “Kaç›fl
          nereye?” der. Hay›r, s›¤›nacak herhangi bir yer yok. O gün, ‘sonunda
          var›l›p karar k›l›nacak yer (müstakar)’ yaln›zca Rabbinin Kat›d›r. ‹nsana
          o gün, önceden takdim ettikleri ve erteledikleri fleylerle haber verilir.
          (K›yamet Suresi, 6-13)
          Vak›a (kesin bir gerçek olan k›yamet) vuku buldu¤u zaman, Onun vu-
          kuuna (gerçekleflmesine art›k) yalan diyecek yoktur. (Vak›a Suresi, 1-
          2)

          HESABI ÇABUK GÖREND‹R
          Hiç flüphesiz din, Allah Kat›nda ‹slam’d›r. Kitap verilenler, ancak kendi-
          lerine ilim geldikten sonra, aralar›ndaki “k›skançl›k ve hakka baflkald›r-
          ma” (ba¤y) yüzünden ayr›l›¤a düfltüler. Kim Allah’›n ayetlerini inkâr
          ederse, (bilsin ki) gerçekten Allah, hesab› pek çabuk görendir. (Al-i ‹m-
          ran Suresi, 19)
          Sonra gerçek mevlalar› olan Allah’a döndürülürler. Haberiniz olsun; hü-
          küm yaln›zca O’nundur. Ve O, hesap görenlerin en süratli olan›d›r.
          (En’am Suresi, 62)
          Onlar görmüyorlar m› ki, gerçekten Biz arza geliyor ve onu çevresinden
          eksiltiyoruz. Allah hüküm verir. Onun hükmünün pefline düflecek yok-
          tur. Ve O, hesab› pek çabuk görendir. (Ra’d Suresi, 41)
          ‹nkâr edenler ise; onlar›n amelleri dümdüz bir arazideki seraba benzer;
          susayan onu bir su san›r. Nihayet ona ulaflt›¤›nda bir fley bulamaz ve
          yan›nda Allah’› bulur. (Allah da) Onun hesab›n› tam olarak verir.   Allah,
          hesab› çok seri görendir. (Nur Suresi, 39)


          VAAD‹ HAK OLANDIR
          Orada ebedi olarak kal›c›d›rlar. Allah’›n va’di hakt›r. O, üstün ve güçlü
          oland›r, hüküm ve hikmet sahibidir. (Lokman Suresi, 9)
          Hiç flüphesiz Allah, mü’minlerden -karfl›l›¤›nda onlara mutlaka cenneti
          vermek üzere- canlar›n› ve mallar›n› sat›n alm›flt›r. Onlar Allah yolunda


                                    - 62 -
   84   85   86   87   88   89   90   91   92   93   94