Page 110 - Münafığın Sırları
P. 110

108                   MÜNAFIĞIN SIRLARI


            rıyla cihad etmeyi çirkin görerek: "Bu sıcakta (savaşa) çıkma-
            yın" dediler. De ki: "Cehennem ateşinin sıcaklığı daha şid-
            detlidir." Bir kavrayıp-anlasalardı. (Tevbe Suresi, 81)
                "Allah'a iman edin, O'nun elçisi ile cihada çıkın" diye
                bir sûre indirildiği zaman onlardan servet sahibi
                olanlar, senden izin isteyip: "Bizi bırakıver, oturan-
                larla birlikte olalım" dediler. (Tevbe Suresi, 86)
                Onlardan bir grup da hani şöyle demişti: "Ey Yesrib
                (Medine) halkı, artık sizin için (burada) kalacak yer
                yok, şu halde dönün." Onlardan bir topluluk da:
                "Gerçekten evlerimiz açıktır" diye peygamberden
                izin istiyordu; oysa onlar(ın evleri) açık değildi. Onlar
                yalnızca kaçmak istiyorlardı. (Ahzab Suresi, 13)
                Mücadele zamanında ortaya koyulan bu tavır, çarpık
            münafık mantığının önemli bir delilidir. O güne kadar taklidini

            yaptığı mümin rolünü terk edip, gerçek karakterini ortaya
            çıkarır. Ancak elbette mücadele döneminden önce de kendi-
            lerini ele veren bazı deliller vardır.
                Mücadeleye yönelik bir hazırlıklarının olmaması da bu
            özelliklerinin önemli bir delilidir. Böyle bir amaçları olmadığı
            için bu yönde bir hazırlık yapmayı gerekli görmezler. Bu
            durum, aynı zamanda, onların planlı hareketlerinin de bir deli-
            lidir. Kasıtlı olarak ibadetleri yerine getirmemekte ve gelecek
            için müminlere bağımlı bir hazırlık yapmamaktadırlar. Tevbe
            Suresi'nde Peygamberimiz (sav) döneminde savaştan kaçınan
            münafıkların durumu şöyle bildirilmektedir:
                Eğer (savaşa) çıkmak isteselerdi, herhalde ona bir
                hazırlık yaparlardı. Ancak Allah, (savaşa) gönderil-
                melerini çirkin gördü de ayaklarını doladı ve; "(Onla-
   105   106   107   108   109   110   111   112   113   114   115