Page 173 - Münafığın Sırları
P. 173

Harun Yahya (Adnan Oktar)                171


            kabul eder. Muhakkak Allah, bağışlayandır, esirgeyen-
            dir" (Maide Suresi, 39) diye bildirilmektedir.
                Münafıkların tevbe etmesiyle ilgili Kuran'da çeşitli ayetler
            vardır. İşlediği günahları itiraf eden, elçiye karşı samimi bir ta-
            vır göstermeye halis bir kalple niyet eden kişinin umulur ki
            Allah tevbesini kabul eder:
                Diğerleri günahlarını itiraf ettiler, onlar salih bir
                ameli bir başka kötüyle karıştırmışlardır. Umulur ki
                Allah tevbelerini kabul eder. Hiç şüphesiz Allah ba-
                ğışlayandır, esirgeyendir. (Tevbe Suresi, 102)
                Allah geçmiş kavimlerde yaşamış münafıklardan ve onlar-
            dan bir kısmının tevbelerinden de örnekler vermiştir. Ayetler-
            de bildirildiği üzere, Peygamberimiz (sav)'in kavminden bazı ki-
            şiler savaşa çıkmamak için türlü bahaneler öne sürmüşler ve
            geri kalmak için Peygamber Efendimiz (sav)'den izin istemişler-
            di. Geri kaldıkları için kendilerini karda sayıp, seviniyorlardı.
            Kendi akıllarınca, savaşa gitmeyerek ölüm tehlikesinden kur-
            tulmuşlar ve hayatlarını garanti altına almışlardı. Kaçtıkları ölü-
            mün kendilerini evlerinde de yakalayabileceğini düşünmüyor-
            lardı. Oysa Allah'a ve peygambere teslim olsalar ve savaşa çık-
            salar, ölüm onları yakalasa bile şehit olacaklar ve Allah'ın lüt-
            fuyla cennete girmeye hak kazanacaklardı. Ancak onlar, ahiret-
            ten yana kuşkuda olduklarından, savaşta ölmeyi kendileri için ka-
            yıp olarak görüyorlardı. Aileleri ile birlikte geride kalmak, tica-
            retle ve benzeri işlerle ilgilenmek, onlara daha karlı geliyordu.
                İşte savaştan geri kalmayı isteyen bu topluluğun arasında,
            Kuran'da bahsi geçen 'üç kişi' de bulunmaktaydı. Onlar da di-
            ğerleri gibi savaşa çıkmamışlar, müminlerle birlikte davranma-
            mışlar, inkarcılara karşı inananlara destek olmamışlardı. Ancak
   168   169   170   171   172   173   174   175   176   177   178