Page 58 - Münafığın Sırları
P. 58
56 MÜNAFIĞIN SIRLARI
Allah'a ve ahirete inançları yüzeyseldir
Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın her insan, Allah'a
iman etmekle, O'nu tek olarak İlah edinmekle ve O'na ibadet
etmekle yükümlüdür. Bundan dolayı da, Allah'ın sözü olan
Kuran'a ihtiyacı vardır.
Ancak kendisine henüz hiçbir ilim gelmemiş yani Kuran'a
hiç davet edilmemiş kişinin yükümlülüğü ile Kuran'ı yaşaması
için teklifte bulunulmuş, onun inceliklerini anlamış olan kişinin
üzerindeki yükümlülük elbette ki bir değildir. İkinci grup,
Allah'a karşı ibadetlerini yerine getirmekle 'tam anlamıyla'
sorumludur. Münafık, Allah'a inandığını ve Kuran'ı kabul ettiği-
ni söylemekle bu büyük sorumluluğun bilincindedir. Öncelikle,
Allah için yaşaması gerektiğini öğrenmiştir. Müminlerin arasın-
da kaldığı süre içinde sürekli olarak Allah'ın ve Kuran ayetleri-
nin anıldığına şahit olmakta, ayrıca elçiyi de tanımaktadır. Fakat
herşeye rağmen yüz çevirmektedir. Allah, bu davranışta bulu-
nanlara şu şekilde hitap etmektedir:
Allah'ın ayetleri size okunuyorken ve O'nun elçisi içi-
nizdeyken nasıl oluyor da inkar ediyorsunuz?... (Al-i
İmran Suresi, 101)
Yukarıdaki ayet münafıkların Allah'ın ayetlerine karşı olan
bakış açılarını ortaya koyması bakımından oldukça önemlidir.
Zira Kuran'ı okumak ve dinlemek müminin imanını arttırır. El-
çiyle aynı ortamı paylaşan münafığın da "inanıyorum" dediği
ayetleri işittiğinde, normal şartlarda imanının artması ve kalbi-
nin yumuşaması gerekir. Fakat o imanını artırmak değil, dünya
hayatından kar ve çıkar elde etmek peşindedir. Bu nedenle de,
işte bu mucize gerçekleşir; Kuran ayetlerini sürekli dinliyor ve