Page 166 - İnsanın Apaçık Düşmanı: Şeytan
P. 166
İnsanın Apaçık Düşmanı Şeytan
merada da, televizyonda da mutlaka görüntü kaybı meydana gelir.
İşte evrimciler, bu kaliteli ve net görüntüyü oluşturan mekanizma-
nın tesadüfen oluştuğunu iddia etmektedirler. Şimdi biri size, "oda-
nızda duran televizyon tesadüfler sonucunda oluştu, atomlar biraraya
geldi ve bu görüntü oluşturan aleti meydana getirdi" dese ne düşü-
nürsünüz? Binlerce kişinin biraraya gelip yapamadığını şuursuz atom-
lar nasıl yapsın?
Gözün gördüğünden daha ilkel bir görüntüyü oluşturan alet te-
sadüfen oluşamıyorsa, gözün ve gözün gördüğü görüntünün de te-
sadüfen oluşamayacağı çok açıktır. Aynı durum kulak için de geçer-
lidir. Dış kulak, çevredeki sesleri kulak kepçesi vasıtasıyla toplayıp
orta kulağa iletir; orta kulak aldığı ses titreşimlerini güçlendirerek iç
kulağa aktarır; iç kulak da bu titreşimleri elektrik sinyallerine dön-
üştürerek beyne gönderir. Aynen görmede olduğu gibi duyma işlemi
de beyindeki duyma merkezinde gerçekleşir.
Gözdeki durum kulak için de geçerlidir, yani beyin, ışık gibi sese
de kapalıdır, ses geçirmez. Dolayısıyla dışarısı ne kadar gürültülü de
olsa beynin içi tamamen sessizdir. Buna rağmen en net sesler beyinde
algılanır. Ses geçirmeyen beyninizde bir orkestranın senfonilerini
dinlersiniz, kalabalık bir ortamın tüm gürültüsünü duyarsınız. Ama
o anda hassas bir cihazla beyninizin içindeki ses düzeyi ölçülse, bu-
rada keskin bir sessizliğin hakim olduğu görülecektir. Net bir gö-
rüntü elde edebilmek ümidiyle teknoloji nasıl kullanılıyorsa, ses için
de aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmektedir. Ses kayıt cihazları,
müzik setleri, birçok elektronik alet, sesi algılayan müzik sistemleri
bu çalışmalardan bazılarıdır. Ancak tüm teknolojiye, bu teknolojiyi
üretmek için çalışan binlerce mühendise ve uzmana rağmen kulağın
164