Page 91 - Darwin'in Açmazı Ruh
P. 91

Zi hin gü cü, her bi ri mi zin pay laş tı ğı bir şey dir. Ama zih ni miz -
                                       de olup bi ten ler, zih nin mey da na ge tir di ği şe kil ler de ğiş -
                                       mek te dir. Bu bi zim ki şi sel ger çek li ği miz dir, her bi ri mi zin bil -
                                       di ği ve tec rü be et ti ği ger çek lik tir. Biz ler, is tis na sız ola rak bu
                                       ki şi sel ger çek lik le fi zik sel ger çek li ği ka rış tı rı rız, "dı şa rı da ki"
                                       dün ya ile doğ ru dan bağ lan tı ha lin de ol du ğu mu za ina nı rız.
                                       Ama tec rü be et ti ği miz renk ler ve ses ler as lın da "dı şa rı da"
                                       de ğil dir; bun la rın tü mü zi hin de ki şe kil ler dir, bi zim mey da na
                                            ge tir di ği miz gö rün tü ler dir. Bu ger çek bi zi, bi linç ile
                                                  ger çek ara sın da ki iliş ki yi tek rar dü şün me ye
                                                    gö tür mek te dir. (Pe ter Rus sell, From Sci en -
                                                    ce to God "A physi cist's Jo ur ney in to the
                                                    Mystery of Cons ci ous ness", New World
                                                     Lib rary, 2002, s. 39)












          ğın biz den bin ler ce ki lo met re uzak ta ol du ğu nu dü şü nü rüz. An cak be yin eğer
          2 bi rim olan fre kans ve bo yu tu 1 bi rim ola rak al gı la say dı, du rum çok da ha
          baş ka olur du. Bu du rum da, bin ler ce ki lo met re uzak ta ol du ğu na emin ol du ğu -

          muz uça ğın, çok da ha fark lı bir me sa fe de ol du ğu na ik na olur ve bu nun ger -
          çek li ğin den şüp he et mez dik.
              İn san, kar şı sın da ki de rin lik his si için de pek çok de tay gö rür. Bi raz ile ri -
          sin de elin de tut tu ğu ki ta bı, onun da ha ile ri sin de te le viz yon, bi raz da ha uzak -
          ta pen ce re, da ha ile ri ler de pen ce re den gö rü len uç suz bu cak sız or man ve en
          uzak ta ise Gü neş'i gör mek te dir. El le ri, ba cak la rı, göv de si de bu gö rün tü nün
          için de dir.  Her  bi ri nin  be lir li  bir  pers pek ti fi,  göz lem le di ği  yer den  bel li  bir
          uzak lı ğı var dır. Ya da baş ka bir de yiş le, o böy le al gı la mak ta dır. De rin lik his -
          si, pers pek tif, göl ge ler ve gö rün tü nün için de gör dü ğü ken di be de ni, ger çek

          bir dış dün ya gör dü ğü ko nu sun da ken di si ni ik na et mek te dir. Oy sa göz lem le -
          di ği ken di be de ni de da hil ol mak üze re her şey, bey ni nin için de ki elek trik sin -
          yal le ri nin bir et ki si dir. He men kar şı sın da du ran ki tap ile en uzak ta zan net ti-
          ği Gü neş ara sın da bir me sa fe yok tur. Bun lar la ken di si ara sın da da bir me sa fe
          yok tur. Göz lem le di ği her şey, bey nin de olu şan tek bir gö rün tü nün bi rer par -
          ça sı dır.

                                                            Adnan Oktar (Harun Yahya)   89
   86   87   88   89   90   91   92   93   94   95   96