Page 146 - Şeytanın Bir Silahı Romantizm
P. 146
ŞEYTANIN BİR SİLAHI: ROMANTİZM
nu cun da ye ni tür ler or ta ya çı kı yor du. Ör ne ğin La marck'a gö re zü ra fa lar
cey lan lar dan tü re miş ler di, yük sek ağaç la rın yap rak la rı nı ye mek için ça -
ba lar ken ne sil den ne si le bo yun la rı uza mış tı.
144
Dar win de ben ze ri ör nek ler ver miş, ör ne ğin Tür le rin Kö ke ni ad lı ki -
ta bın da, yi ye cek bul mak için su ya gi ren ba zı ayı la rın za man la ba li na la -
ra dö nüş tü ğü nü id dia et miş ti. (B. G. Ranganathan, Origins?, Pennsylvania:
The Banner Of Truth Trust, 1988.)
Ama Men del'in keş fet ti ği ve 20.yüz yıl da ge li şen ge ne tik bi li miy le
ke sin le şen ka lı tım ka nun la rı, ka za nıl mış özel lik le rin son ra ki ne sil le re
ak ta rıl ma sı ef sa ne si ni ke sin ola rak yık tı. Böy le ce do ğal se lek si yon "tek
ba şı na" ve do la yı sıy la tü müy le et ki siz bir me ka niz ma ola rak kal mış olu -
yor du.
Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar
Dar wi nist ler ise bu du ru ma bir çö züm bu la bil mek için 1930'la rın
son la rın da, "Mo dern Sen te tik Te ori"yi ya da da ha yay gın is miy le neo-
Dar wi nizm'i or ta ya at tı lar. Neo-Dar wi nizm, do ğal se lek si yo nun ya nı na
"fay da lı de ği şik lik se be bi" ola rak mu tas yon la rı, ya ni can lı la rın gen le rin -
de rad yas yon gi bi dış et ki ler ya da kop ya la ma ha ta la rı so nu cun da olu -
şan bo zul ma la rı ek le di. Bugün de hala bilimsel olarak geçersiz olduğu-
nu bilmelerine rağmen, Darwinistlerin savunduğu model neo-
Darwinizm'dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca canlı türünün,
bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız kompleks organları-
nın "mutasyonlara", yani genetik bozukluklara dayalı bir süreç sonu-
cunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teoriyi çaresiz bırakan açık bir
bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlıları geliştirmezler, aksine her
zaman için canlılara zarar verirler.
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahiptir.
Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak zarar verir.
Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar: