Page 73 - Şeytanın Bir Silahı Romantizm
P. 73
Harun Yahya (Adnan Oktar)
mez den ge le rek, has ta lı ğı nı te da vi et -
tir me fır sa tı nı yi ti re bi lir.
Ör nek le ri ni da ha çok ço ğal ta bi -
71
le ce ği miz duy gu sal ki şi le rin gös ter -
dik le ri bu tarz akıl sız tep ki ler, ger çek -
çi ol ma yan çı ka rım ve man tık lar son
de re ce cid di -ha ya ti- so nuç lar da do -
ğu ra bil mek te dir. Ne ti ce de bu kim se -
ler şey ta nın da et ki siy le et raf la rın da
ge li şen ve olum suz gi bi gö rü nen
olay lar dan öy le si ne sar sı lır lar ki biz -
zat ken di le ri yar dım edil me si, tes kin
edil me si ge re ken ki şi ler olur lar. Hal -
bu ki bi raz akıl kul la na rak, ya şa dık la -
rı olay lar kar şı sın da isa bet li ka rar lar
ala rak so run la rı çö ze bil me im kan la rı
var dır.
Görüldüğü gibi duygusal kimse-
ler akıl yürütüp çözümler üreten, in-
sanları yönlendiren değil de kendisi
yönlendirilmesi gereken, sahip çıkı-
lan, insanlara yük olan kimselerdir.
Tüm bunların sonucunda da bu kişi-
ler akıl kullanamayan, kendi içlerin-
de mutsuz, huzursuz, etraflarına so-
run olan atıl kimseler olurlar. Örne-
Duy gu sal in san la rın en be lir gin
özel lik le rin den bi ri de, kar şı laş tık la - ğin duygusal bir kişi yanında yardı-
rı so run lar kar şı sın da çö züm süz ma muhtaç biri olduğunda, bu kişiye
kal ma la rı, he men ka ram sar bir ruh yardımda bulunmak yerine hayıflan-
ha li ne bü rün me le ri dir. Duy gu la rıy la
de ğil ak lıy la ha re ket eden, te vek - mayı, "tüh tüh, vah vah, yazık" gibi
kül lü in san lar ise, her olay kar şı - acıma ifadeleri kullanmayı yeterli gö-
sın da ben ze ri ol ma yan, sa yı sız çö -
züm üre te bi lir ler.