Page 277 - Hazreti Süleyman
P. 277

Harun Yahya






                de aynı çabalar onlarca yıldır sürdürülmektedir. Ses kayıt cihazları, müzik setleri,
                birçok elektronik alet, sesi algılayan müzik sistemleri bu çalıflmalardan bazılarıdır.
                Ancak, tüm teknolojiye, bu teknolojide çalıflan binlerce mühendise ve uzmana ra¤-
                men kula¤ın oluflturdu¤u netlik ve kalitede bir sese ulaflılamamıfltır. En büyük mü-
                zik sistemi flirketinin üretti¤i en kaliteli müzik setini düflünün. Sesi kaydetti¤inde
                mutlaka sesin bir kısmı kaybolur veya az da olsa mutlaka parazit oluflur veya mü-
                zik setini açtı¤ınızda daha müzik bafllamadan bir cızırtı mutlaka duyarsınız. Ancak
                insan vücudundaki teknolojinin ürünü olan sesler son derece net ve kusursuzdur.
                Bir insan kula¤ı, hiçbir zaman müzik setinde oldu¤u gibi cızırtılı veya parazitli al-
                gılamaz; ses ne ise tam ve net bir biçimde onu algılar. Bu durum, insan yaratıldı¤ı
                günden bu yana böyledir. fiimdiye kadar insano¤lunun yaptı¤ı hiçbir görüntü ve
                ses cihazı, göz ve kulak kadar hassas ve baflarılı birer algılayıcı olamamıfltır. Ancak
                görme ve iflitme olayında, tüm bunların ötesinde, çok büyük bir gerçek daha vardır.


                    Beynin ‹çinde Gören ve Duyan fiuur Kime Aittir?

                   Beynin içinde, ıflıl ıflıl renkli bir dünyayı seyreden, senfonileri, kuflların cıvıltıla-
                rını dinleyen, gülü koklayan kimdir?
                   ‹nsanın gözlerinden, kulaklarından, burnundan gelen uyarılar, elektrik sinyali
                olarak beyne gider. Biyoloji, fizyoloji veya biyokimya kitaplarında bu görüntünün
                beyinde nasıl olufltu¤una dair birçok detay okursunuz. Ancak, bu konu hakkında-
                ki en önemli gerçe¤e hiçbir yerde rastlayamazsınız: Beyinde, bu elektrik sinyalleri-
                ni görüntü, ses, koku ve his olarak algılayan kimdir?
                   Beynin içinde göze, kula¤a, burna ihtiyaç duymadan tüm bunları algılayan bir
                fluur bulunmaktadır. Bu fluur kime aittir?
                   Elbette bu fluur beyni oluflturan sinirler, ya¤ tabakası ve sinir hücrelerine ait de-
                ¤ildir. ‹flte bu yüzden, herfleyin maddeden ibaret oldu¤unu zanneden Darwinist-
                materyalistler bu sorulara hiçbir cevap verememektedirler. Çünkü bu fluur, Allah'ın
                yaratmıfl oldu¤u ruhtur. Ruh, görüntüyü seyretmek için göze, sesi duymak için ku-
                la¤a ihtiyaç duymaz. Bunların da ötesinde düflünmek için beyne ihtiyaç duymaz.
                   Bu açık ve ilmi gerçe¤i okuyan her insanın, beynin içindeki birkaç santimetre-
                küplük, kapkaranlık mekana tüm kainatı üç boyutlu, renkli, gölgeli ve ıflıklı olarak
                sı¤dıran Yüce Allah'ı düflünüp, O'ndan korkup, O'na sı¤ınması gerekir.


                                       Materyalist Bir ‹nanç

                   Buraya kadar incelediklerimiz, evrim teorisinin bilimsel bulgularla açıkça çeli-
                flen bir iddia oldu¤unu göstermektedir. Teorinin hayatın kökeni hakkındaki iddiası
                bilime aykırıdır, öne sürdü¤ü evrim mekanizmalarının hiçbir evrimlefltirici etkisi






                                                     275
   272   273   274   275   276   277   278   279   280   281   282