Page 147 - Vücut Elektriği Mucizesi
P. 147

Adnan Oktar (Harun Yahya)                          145





                 Deride ısıya, soğuğa, dokunmaya, ağrıya, basınca ve sarsılmaya
            tepki veren, çeşitli hassasiyetlerde milyonlarca alıcı bulunur. Bu alıcılar
            beyne elektrik sinyalleri gönderirler ve biz bu sinyaller aracılığıyla do-

            kunduğumuz nesne ile ilgili çok kapsamlı bilgi sahibi oluruz.
                 Şu an elinizde tuttuğunuz bu kitap da, tüm detayları ile sizin bey-
            ninizde yaratılır. Dışarıdaki dünyada maddesel olarak bir kitap vardır,
            ancak sizin muhatap olduğunuz kitap beyninizin içindeki bir kopyadan
            ibarettir. Kitaba dokunduğunuzda oluşan hisler, tümüyle elektrik sin-
            yallerinin yorumudur. Dolayısıyla dokunduğunuzu sandığınızda, aslın-
            da beyninizin içindeki kitabın sayfalarını çevirir, beyninizin içinde say-
            faların inceliğini, kayganlığını hissedersiniz. Gerçekte ise, hiçbir zaman
            bu kitabın aslına dokunamazsınız.


                 Bedenimizin Her Yerinin Aynı Hassasiyete Sahip

                 Olmamasının Hikmeti:

                 Kör bir insan, parmak uçları ile Braille alfabesini (kör alfabesini)
            okur. Ancak bunu, vücudunun bir başka yeriyle örneğin parmağın ek-
            lem yerleri ya da dış yüzeyleri ile yapamaz. Çünkü parmak uçlarındaki
            algıya hassasiyet derecesi, alıcı sayısı ile bağlantılı olarak çok daha faz-
            ladır. Vücut yüzeyine yayılmış halde 640.000 kadar hassas deri alıcısı
            vardır. Parmak uçlarında yoğun olarak m ’de 9.000 tane alıcı bulun-
                                                      2
                   79
            maktadır. Bu alıcılar, parmak uçlarımızdaki hafif bir sürtünmeye bile
            milisaniye içinde tepki verirler. Bu sayede parmak uçlarımızla çok has-
            sasiyet gerektiren işleri yerine getirebiliriz. Ancak dirseklerimiz parmak
            uçlarımız gibi hassas değildir. Bu da son derece hikmetlidir; eğer aksi ol-
            saydı, en ufak bir pürüzü yoğun olarak hissedeceği için dirseklerimizi
            bir yere yaslamak son derece rahatsız edici olurdu. Diğer taraftan bir ku-
            maşın yumuşaklığını, bir yüzeyin kayganlığını algılamamız için parma-
            ğımız yerine dirseğimizle dokunmamız gerekirdi. Bu detaylar düşünül-
            düğünde, vücudumuzda ihtiyacımıza ve kullanım kolaylığına yönelik
            çok özel bir tasarım bulunduğu açıkça görülmektedir.
   142   143   144   145   146   147   148   149   150   151   152