Page 225 - Vücut Elektriği Mucizesi
P. 225
Adnan Oktar (Harun Yahya) 223
yık tı. Böy le ce do ğal se lek si yon “tek ba şı na” ve do la yı sıy la tü müy le
et ki siz bir me ka niz ma ola rak kal mış olu yor du.
Neo-Dar wi nizm ve Mu tas yon lar
Dar wi nist ler ise bu du ru ma bir çö züm bu la bil mek için 1930’la -
rın son la rın da, “Mo dern Sen te tik Te ori”yi ya da da ha yay gın is miy le
neo-Dar wi nizm’i or ta ya at tı lar. Neo-Dar wi nizm, do ğal se lek si yo nun
ya nı na “fay da lı de ği şik lik se be bi” ola rak mu tas yon la rı, ya ni can lı la -
rın gen le rin de rad yas yon gi bi dış et ki ler ya da kop ya la ma ha ta la rı
so nu cun da olu şan bo zul ma la rı ek le di. Bugün de hala bilimsel olarak
geçersiz olduğunu bilmelerine rağmen, Darwinistlerin savunduğu
model neo-Darwinizm’dir. Teori, yeryüzünde bulunan milyonlarca
canlı türünün, bu canlıların, kulak, göz, akciğer, kanat gibi sayısız
kompleks organlarının “mutasyonlara”, yani genetik bozukluklara
dayalı bir süreç sonucunda oluştuğunu iddia etmektedir. Ama teori-
yi çaresiz bırakan açık bir bilimsel gerçek vardır: Mutasyonlar canlı-
ları geliştirmezler, aksine her zaman için canlılara zarar verirler.
Bunun nedeni çok basittir: DNA çok kompleks bir düzene sahip-
tir. Bu molekül üzerinde oluşan herhangi bir tesadüfi etki ancak za-
rar verir. Amerikalı genetikçi B. G. Ranganathan bunu şöyle açıklar:
Mu tas yon lar kü çük, ras ge le ve za rar lı dır lar. Çok en der ola rak
mey da na ge lir ler ve en iyi ih ti mal le et ki siz dir ler. Bu üç özel lik,
mu tas yon la rın ev rim sel bir ge liş me mey da na ge ti re me ye ce ği ni
gös te rir. Za ten yük sek de re ce de özel leş miş bir or ga niz ma da mey -
da na ge le bi le cek rast lan tı sal bir de ği şim, ya et ki siz ola cak tır ya
da za rar lı. Bir kol sa atin de mey da na ge le cek ras ge le bir de ği şim
kol sa ati ni ge liş tir me ye cek tir. Ona bü yük ih ti mal le za rar ve re cek
ve ya en iyi ih ti mal le et ki siz ola cak tır. Bir dep rem bir şeh ri ge liş -